125. doğum yılında Atatürk'ü anlamak

A -
A +

Atatürk'ün 125. doğum yılını kutladığımız 2006'da, Atatürk'ü yaşamında tanıyanlar şöyle dursun, Onu görenlerin sayıları bile %3'lere indiği için, bu yılki anma törenlerinde 'Atatürk'ü Anlama' ve 'Atatürk'ün Evrenselliği' gibi kavramların ağırlıklı olarak gündeme geldiğini görüyoruz. Atatürk'ü ve ilkelerini en iyi şekilde anlamanın ve anlatmanın yolu onun, çok açık olan çeşitli söylev, demeç, genelge gibi ilke ve devrimlerini nitelik ve nedenlerini açıklayan söylemlerini incelemekten geçer. Örneğin: Atatürk, laikliği. 'Laiklik yalnızca din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Türk yurttaşlarının vicdan, ibadet ve din özgürlüğü demektir' diye açıklıyorsa, birilerinin ortaya çıkıp, bu söylemlere ters düşen açıklamalarda bulunarak bu ilkeye başka anlamlar vermeye kalkışması gerçeklerle bağdaşmaz. Şu iyice bilinmelidir ki, Atatürk Devrimleri ve İlkelerinin tümü birbirini tamamlayan bütünün parçalardır. Bir bölümünü inkâr ederek Atatürk'ü anlamak imkansızdır... Uygarlıkta 'Öz' ile 'Biçim' birbirinin tamamlayıcısıdır. Aksi düşüncede onlanlara en iyi cevabı yine Atatürk, 30 Ağustos 1925'te Kastamonu'da halka yaptığı konuşmada vermiştir: 'Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimlerin amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını bütünü ile çağdaş ve bütün anlam ve biçimi ile uygar bir toplum durumuna ulaştırmaktır. Devrimimizin temel ilkesi budur' Kısaca Atatürk'ü en doğru anlamanın yolu yine onun kendi beyanlarıdır. Atatürk'ün Türk ulusuna mesaj niteliğindeki belge 'Büyük Nutuk' olarak adlandırılan ve 1927'de 6 gün süre ile okuyarak, 1919-1927 sürecinin öyküsünü kapsayan ve 'Gençliğe Hitabı' ile bitirdiği söylevdir. 1933'deki 'Onuncu Yıl Nutku' olarak bilinen söylevin 'Büyük Nutuk'tan önemli farkı; Büyük Nutuk'un geçmişteki, olayları gelecek kuşaklara aktarması olduğu halde. Onuncu Yıl Nutku'nun 'Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Fakat yaptıklarımızı asla yeterli göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve kararındayız" sözleri ile geleceğe yönelik beklentileri açıklayarak Türk ulusuna 'Görev' vermesidir. (*) Atatürk'ün evrensel yönüne gelince: Bilindiği üzere 'Evrensel-Universal' deyimi yalnız toplumuna değil, tüm insanlık için yararlı, güzel, doğru mükemmel, her zaman ve her yerde geçerli olanı ifade eder. Atatürk'ün, 100. Doğum Yıl Dönümü dolayısı ile 1981'de İstanbul'da yapılan ve benim de bir bildiri ile katıldığım Uluslararası Atatürk Sempozyumunda o zamanki NATO Güney Kanadı Komutanı daha sonra da ABD Genelkurmay Başkanı olan Amiral William Crowe 'Doğumunun 100. yılında bütün dünya Atatürk'ü anıyorsa, o insanda tüm dünyayı etkileyen, örnek alınacak bir şey vardır' diyordu. Gerçekten, Hindistan'da Gandhi, Pakistan'ın kurucusu Muhammet Ali Cinnah, Tunus'ta Burgiba, Cezayir, Endonezya liderileri, Afrika ve Asya'nın mazlum milletler için, ulusal bağımsızlıklarının başarılmasında öncü örnek Atatürk olmuştur. Atatürk'ün, silah arkadaşı, Cumhuriyetin tartışımasız ikinci adamı olan İnönü'nün 'Atatürk'ün kişiliğine özellik veren hususlar nelerdir? sorusuna verdiği cevap, özetle şudur: Atatürk'ün vasıfları büyük vazifeler karşısında kendini göstermiştir. Karar sahibidir, kararları açıktır ve onları tatbik ettirmek için şahsiyeti çok tesirlidir. Bu, bir kumandan için en, büyük hasletlerden biridir. Her millet ve devirde yüksek vasıfta kumandan sayılır. Siyasi vasıfları daha da yüksektir. Bu ikisi birleşince Atatürk'ün şahsiyeti müstesna bir ölçüye ulaşır. Milli Mücadelenin, askerî safhada idaresi kadar, siyasî idaresi de nazikti. Kanaatimce, Milli Mücadelenin, bir Millet Meclisi kurularak, onunla beraber yürütülmesi, son derece güç, fakat harikulade isabetli bir karar olmuştur. 'Biz bize benzeriz' sözünü de ilmin, tarihin kabul ettiği prensiplerin dışında yorumlamak hatadır. Bundan olumlu olarak çıkarılacak mana şudur: İlmin, sağduyunun ana prensiplerini memleketimizin ihtiyacına adapte etmek. (**) ....... (*) Erüreten, Bahir Mazhar, Cumhuriyet ve Devrimler, İst. 1998 (**) Abdi İpekçi, İnönü, Atatürk'ü anlatıyor, Dünya Kitapları 2004

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.