1915-1916 olayları niçin soykırım değildir?

A -
A +

Holdwater, yayınında ve Web sitesinde tarihî deliller ışığında açıklama yapan uzmanların 1915-1916 olaylarının niçin soykırım olarak tanımlanamayacağını aşağıdaki şekilde özetlemektedir: Bir kere Soykırım tanımını karara bağlayan BM'nin Osmanlı İmparatorluğundaki 1915 Olaylarının Soykırım olduğunu reddetmesi çok anlamlıdır. Ermeni propagandacılarının tezlerinin BM'ce reddedilmesinin ana nedeni soykırımı ispatlayacak kanıt olmaması ve soykırımda aranan 'Kasıt Unsuru'nun bulunmamasıdır. Ermeni propagadancılar ise çok miktarda delil bulunduğunu söylerler fakat bunları sıralamaya başlayınca hiçbir delilleri olmadığı ortaya çıkar. Örneğin: 2005 Mart'ında Alhurra TV Kanalı Amerikan Ermeni Asamblesi (AAA)'nın ünlü isimlerinden Ross Vartiyan'dan, canlı yayında soykırımı kanıtlayacak delilleri isteyince, bunların, genellikle Malta buluşmalarında İngilizlerin bile kabul etmediği şeyler ile Elie Wiesel ve Orhan Pamuk gibi ünlü, ama bu konuda hiçbir uzmanlığı olmayan kimselerin tamamen şahsi ve hissi düşünceleri olduğu görüldü. Oysa, 1948'de BM'nin Soykırım Tanımını yaparken, Soykırım kapsamı dışında bıraktığı bir kavram da 'Konunun politik mahiyette olması'dır. Ermeniler ise, 1914 savaşında Türklerin yanında yer almayı reddettiklerini ilan ve Türklere karşı savaşmış olmakla övünmüşlerdir. Nitekim, Boğos Nubar, 30 Ocak 1919 tarihli The London Times'da yayınlanan mektubunda 'Savaşta Türkiye yanında yer almayı öfke ile reddettik' demektedir. Bugün ise, Ermeni propagandacıları, hâlâ Arnold Toynbee'nin 'Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğunda gördükleri muamele' adlı propaganda kitabındaki görüşlerini tekrarlayarak, Ermenilerin başkaldırmadığını savunuyorlar. Oysa, Ermeniler isyan etmiş olmasaydı, çaresiz durumdaki Osmanlı yöneticileri yanlarında olmayı reddetmekle kendilerine esasen ihanet eden Osmanlı vatandaşı topluma yer değiştirtmek için, birçok cephede birden Türk milletini yeryüzünden silmek isteyen düşmanlara karşı savaştıkları bu çok tehlikeli zamanı seçmezlerdi. Zorunlu tehcir sırasında Osmanlıların tüm uyarı ve önlemlerine rağmen, uygulamaların bazen çok haşin şekilde geliştiği doğrudur. Çok sayıda Ermeni kötü çevre, iklim, bulaşıcı hastalık ve kıtlık şartlarına ilaveten mutlaka acı çekmiştir. Fakat acı çekenler sadece Ermeniler değildir. Osmanlılar da aynı felakete maruz kalmışlardır. Fakat, felakete Soykırım denemez. Hiç şüphe yok ki, hırstan gözü dönmüş Ermeni liderleri ile, savunmaya geçmiş Osmanlılar arasında kalmış birçok masum Ermeni de vardı. Fakat Osmanlı Ermenilerinin çoğunun kendi devletlerine karşı başkaldırdıkları hatırlanırsa, Osmanlıların seçtiği yönetimin çok insancıl olduğu tartışılamaz. Zira Osmanlılar, bir kısım Ermenileri sadece geçici olarak yerlerinden ayırmak ve bu süre zarfında onları korumak zahmetine girmişlerdir. Kısaca, ortada Soykırımı kanıtlayacak bir delil yokken, taraflardan birinin, rahatsız olmadan yalan söyleyerek ve aldatıcı delil sunarak diğerini bu suçla suçlaması insafsız bir harekettir. Türklerin aleyhlerindeki bu kanaati kolayca değiştirememesinin başlıca nedenleri ise bu yalanların büyüklüğü ve karşıtlarının ya beyinlerinin yıkanmış olmasından veya kasıtlı olarak yalanı tercih etmesinden kaynaklanmaktadır. Karşıtları baltayı savurarak gelirken Türkler hâlâ medeni ve mantıkî kurallara bağlı kalabilmek lüksüne sahip olduğunu zannetmektedirler. Yine de bütün bunlar, Soykırım iddiacılarının kullandığı benzer yöntemleri Türkelerin kullanmasını gerektirmez. Aksine, Türkler dürüstlüğü hiçbir zaman elden bırakmamalı, çünkü hakikat Türklerden yana ve 'Soykırım Suçlaması' karşısında yalan söylemelerini gerektirecek bir durum yok. Fakat, bugün de Ermeni Soykırımcılar 'Galip' durumdalar: Üstelik sayıları sunulan imkânlar karşısında artan "Türk Piyonlar" sayesinde, Türkiye'ye de sızmış durumdadırlar. Öyle ise "Ermeni yalanları karşısında ne yapılabilir?" Bu sorunun cevabı 4. ve bu konuda son yazımda özetlenecek.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.