"Dünya Ulusal Sistemlerinde Hukuk Eğitimi"

A -
A +

Yukarıdaki başlık, İstanbul Kültür Üniversitesinin Hukuk Fakültesinde yapılan bir toplantının başlığıdır. Türkiye'den dünyanın çeşitli ülkelerinden İstanbul'a gelen bilim adamları Türk meslektaşları ile birlikte, bu konuyu enine boyuna tartışmışlar ve aralarında çok faydalı bilgi alışverişinde bulunmak fırsatını bulmuşlardır. Bu vesile ile ben, günümüzde çeşitli ülkelerdeki yüksek öğrenim müesseselerinin geçirdiği ve onların en önemli bölümünü oluşturan fakülte arasında yer alan Hukuk Fakültelerini de etkileyen büyük değişiklikten kısaca söz etmek istiyorum. Zira, genellikle dünyanın her tarafında meydana gelen bu değişikliklerin, 1088 ve 1096 yıllarında kurulan ve dünyanın tartışmasız en eski ve muteber üniversiteleri olan Bologna ve Oxford gibi üniversiteleri 'Antik' duruma getirdiğine kuşku yoktur. Gerçekten, bugün dünyanın hemen her tarafındaki geleneksel üniversitelerin, eski '(Üniversite Kavramı'na aykırı birtakım yöntemler uyguladığını, örneğin; masraflarının önemli bölümlerini öğrenci harçlarından karşılarken, özel ticari kuruluşlar ile ortaklıklar kurmak yanında, bunlarla birleşme ve kaynaşma yoluna gittiklerini ve bu iş birliğinin sonucu olarak hem malî kaynaklarını güçlendirdiklerini, hem de çalışkan ve kabiliyetli öğrenciye burs sağlamak imkânını bulduklarını görüyoruz. Nitekim The Economist dergisi, bu konuda 2005 yılında yayınlandığı bir 'Survey-Araştırma'sında bu radikal değişikliği dört ana nedene bağlamaktadır. Araştırmaya göre bu derin değişikliklerin birinci nedeni: Yüksek Öğrenimin Demokratikleşmesi veya 'Massification' deyiminin ifade ettiği gibi, Yüksek Öğrenimin geniş kitlelere açılmasıdır. Nitekim, OECD ülkelerinde, 1975-2000 yılları arasında üniversite öğrenimi görmüşlerin oranı %22'den %41'e çıkarak ikiye katlandığı gibi, Çin ve Hindistan gibi gelişme yolundaki ülkelerde 1990'ların sonlarındaki üniversite öğrencisi sayısının ikiye katlandığını görüyoruz. Değişikliğin ikinci nedeni: 'Bilgi Ekonomisi'nin boyutlarını arttırması ve 'Bilgi'nin ekonomik büyümede 'Fizikî' kaynakların yerini almasıdır. En güçlü şirketlerin, yatırımlarının en az 1/3'ünü Araştırma-Geliştirmeye (A+G) ayırdığını ve üniversitelerin 'Bilgi Ekonomisi'nin, laboratuvarları, kütüphaneleri ve bilgisayarları ile en önemli lokomotifleri haline geldiğini görüyoruz. Üniversitelerin yapı ve yönetiminde meydana gelen değişikliğin üçüncü nedeni ise 'Globalisation-Küreselleşme'dir. Bunun sonucu olarak OECD ülkesi vatandaşlardan ülke dışında yüksek öğrenim görenlerin sayısının son 20 yılda ikiye katlanarak, 1.9 milyon kişiye çıktığını, birçok üniversitenin de dünyanın çeşitli ülkelerinde 'Kampüs'ler açarak Üniversite öğrenimini 'İhracat Endüstrisi'ne dönüştürmeye çalıştığını biliyoruz. Üniversitelerdeki değişmenin, aynı araştırmaya göre dördüncü ve son nedeni ise 'Rekabet'tir. Üniversiteler, öğrenciler ile araştırma bağış ve bursları için aralarında rekabet yapmakta, Dünya Bankası dünyada yüksek öğrenim için yapılan harcamaların yılda 300 milyar dolara, yeryüzündeki üniversite öğrencisi sayısının 80 milyona, üniversitelerdeki öğretim üye ve yardımcısının ise 3.5 milyon kişiye ulaştığı hesaplanmaktadır. ..... The brains business, A Survey of Higher education, September 10 th, 2005

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.