Rugova'dan sonra Kosova

A -
A +

1999 yılından beri BM'nin yönetimi altında bulunan Kosova'nın başına, 1992 yılında başkan olarak seçilen İbrahim Rugova'nın, 21 Ocak 2006 günü, henüz 61 yaşındayken hayatını yitirdiğini, büyük sigara tiryakisi olan ve muhtemelen bunun için genç yaşta akciğer kanserinden ölen İbrahim Rugova'nın Başkent Priştine'de yapılan cenaze törenine; aralarında AB'nin Dış İlişkiler Sorumlusu Javier Solana bulunmak üzere, yoğun kar yağışı ve dondurucu soğuklara rağmen, 100 binden fazla kişinin katıldığını öğreniyoruz. Nitekim, ABD Başkanı Bush, Kosova halkına başsağlığı dileklerini iletirken, İbrahim Rugova'nın Kosova'da bir barış ve demokrasi kampanyası yürüttüğünü ve şiddete karşı tavrı ile tüm dünyanın saygısını kazandığını vurgulamıştır. 1998-99 yılında, Sırbistan ile silahlı çatışmalar patlak verdiğinde, Kosova Kurtuluş Ordusu'nun birçok mensubu Rugova'yı fazla yumuşak bulmuş, fakat Rugova ırkçı Miloseviç rejimine karşı şiddet içermeyen direniş sergilediği için hem 'Balkanlar'ın Gandisi' lakabına hem de 1998'de 'Düşünce Özgürlüğü' için verilen "Sakharov Ödülü"ne layık görülmüştür. Henüz 6 aylık iken babası ve büyükbabası, Kosova'yı işgal eden Sırplı Komünist Partizanlar tarafından öldürülen İbrahim Rugova, Paris'e giderek Kosova'ya Arnavut edebiyatı profesörü olarak dönmüş ve 1989'de (Demokratik Kosova Birliği) partisinin başkanı olunca, 1990'larda Kosovalıları imha etmek veya ülkeden kovmak fırsatını arayan Sırplara bu fırsatı vermemek için, sayısı 2 milyonu bulan Kosovalıya 'Barışçı Mukavemet' yolunu tavsiye etmiştir. Yüzde doksan etnik Arnavutlardan oluşan 2 milyon Kosovalının oluşturduğu bu devleti ve İbrahim Rugova'nın Başkanlığını Arnavutluk'tan başka hiçbir devlet tanımamış, kısaca Kosova'nın bağımsızlığa yakın özerkliği ve Rugova'nın devlet başkanlığının geleceği, sadece Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınan KKTC ile Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın durumunu andırmıştır. Fakat hiç şüphe yok ki, İbrahim Rugova'nın genç yaştaki ölümü Kosova'nın geleceğindeki belirsizliği artırmak riskini de taşımaktadır. Ne var ki, şubat ayı başında Priştine'yi ziyaret eden ABD elçisi Frank Wisnerin'in ABD'nin Kosova'nın statüsünü desteklediğini ve bu yıl çözüm beklediğini beyan etmesi olumlu bir gelişmedir. Diğer taraftan, Dr. İbrahim Rugova'nın yerine Kosova, Başkanlığına Kosova Demokratik Birliği (LDK) adayı Dr. Fatmir Seydiu'nun seçildiğini ve göreve başladığını medya haberlerinden biliyoruz. Kosova nüfusunun %60'ının Arnavut olması Kosova'nın bağımsızlığı için bir kararın çıkarılacağının en büyük garantisi. Fakat Ohri Anlaşmasına uygun olarak bu toprakların % 40'ının nüfusun sadece % 10'unu oluşturan Sırplara verilmesi gibi büyük bir haksızlık, 15 yıl önce bölgede yaşanan çatışmaları yine gündeme getirebilir!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.