1 Nisan 2005 günü Yeni Türk Ceza Kanunu ile Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu ve Yeni Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun yürürlüğe girecektir. Bilindiği üzere Yeni Türk Ceza Kanunu 1926 yılında dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt tarafından gerçekleştirilen hukuk devriminin önemli kanunlarından olan 1926 tarihli ve 765 Sayılı Türk Ceza Kanununun başlattığı sürecin, aradan geçen 79 yılın ortaya çıkardığı ihtiyaçları da göz önünde tutarak, bir devamı olacaktır. Bu nedenle, Yargıtay Başkan Vekilinin 'Geçmiş dönemi sonlandırıyoruz. Mahmut Esat Bozkurt, 79 yıl boyunca, bütün saygınlığı ile hükümranlığını sürdürdü. Şimdi yeni bir dönem -uygar dünyaya açılım dönemi adı altında başlıyor- tarzındaki sözleri, haklı tepkilere yol açmış ve Yargıtay Başkanı Osman Arslan yaptığı basın açıklamasında '... Yıllardır çağdaş hukuku uygulayan bizlerin, Mahmut Esat Bozkurt ve onun ülkemize getirdiği laik batı hukukuna karşı olduğumuz düşünülemez... Yapılan değişim, Bozkurt ile başlayan hukuk devrimi sürecinin niteliğindedir. Bu oluşumun aykırı yorumlara konu edilmesi bilimsel gerçeklere aykırıdır' sözleri ile bu tepkileri paylaşmıştır. Bilindiği üzere, TCK Tasarısı çeşitli toplantılarda ele alınarak uzmanlar tarafından değerlendirilmiş 'Tasarının olumlu yönleri vurgulanırken olumsuz bulunan yönleri eleştirilmiştir. Nitekim böyle bir toplantının 25 Mayıs 2004 Günü İstanbul Kültür Üniversitesinde 'Galatasaray ile İstanbul Kültür Üniversitesi ve İstanbul Barosu tarafından düzenlendiğini ve bu toplantıya başta Adalet Bakanı Sayın Cemil Çiçek, Yargıtay üyeleri, hakimler, savcılar, Türkiye Barolar Birliği temsilcileri, baro başkanları, avukatlar ve çok sayıda ceza hukuku öğretim üyesinin katıldığını hatırlıyorum. TCK Tasarısı hakkında Galatasaray Üniversitesinin görüşü ile Dokuz Eylül Üniversitesi görüşünün ve Galatasaray Üniversitesi, İstanbul Kültür Üniversitesi ve İstanbul Barosunun çalışma grubu rapor ve notlarının Prof. Dr. Köksal Bayraktar, Prof. Dr. Bahri Öztürk ve Prof. Dr. Durmuş Tezcan gibi, bu tasarının hazırlanmasında yıllar süren emekleri geçen uzmanlar tarafından ele alındığını ve makalelerinin Türkiye Barolar Birliği tarafından Türk Ceza Kanunu Reformu, Makaleler, Görüşler, Raporlar adı ile 2004 yılının Eylül ayında yayınlandığını görüyoruz. Bu makalelerde genellikle, TBMM Adalet Alt Komisyonunda, 1986'dan bu yana kamuoyunda tartışılan ve çok sayıda bilim adamı ile uygulamacının yer aldığı 'Dönmezer Komisyonu'nca hazırlanan tasarının yok sayılarak, Türkiye'nin tüm hukuki birikiminin bu tasarıya yansıtılmadığı hususu eleştirilirken, bu tasarının ciddi bir şekilde yeniden gözden geçirilmesi istenmekte ve fakat tasarının 17 Aralık 2004 gününden önce kanunlaşmasını isteyen hükümetin TCK Tasarısını Meclis Genel Kuruluna gönderdiği ve bu tasarının 26 Eylül 2004 günü, 5237 nolu kanun olarak kabul edilip,12 Ekim 2004 tarihli RG'de yayınlandığı bilinmektedir. 70 yıla yakın süreden beri uygulanarak toplumda alışılan ve sayısız mahkeme kararı ile beslenen bir Ceza Kanununun değiştirilmesi hiç şüphe yok ki büyük ve zor bir iştir. Yeni tasarıda önemli eksikliklerin ve aksaklıkların bulunduğu anlaşılmakta bu nedenle medya temsilcileri ve birçok sivil toplum örgütü yasanın bu şekline karşı çıkarken başta eski Yargıtay Başsavcısı değerli hukukçu Sabih Kanadoğlu olmak üzere bazı kişi ve çevreler kanunun uygulanmasının ertelenmesinin iyi olacağı görüşünü savunmaktadır. Ben konuya biraz daha ılımlı ve anlayışlı yaklaşıyor, Yeni TCK'nın uygulanması esnasında ortaya çıkacak aksaklık ve eksikliklerin eleştirilen hükümler ile birlikte fazla vakit geçirilmeden giderilmesi gerektiğine inanıyorum. Nitekim medyadaki haberlerden TBMM Adalet Komisyonunun 1 Nisanda yürürlüğe girecek Türk Ceza Kanununda değişiklik içeren bir kanun teklifini alt komisyona sevkettiğini öğreniyoruz. Not: Sayın Adalet Bakanı'nın, tenkit ve tartışma konusu olan maddelerin, meslek kuruluşları ile birlikte, Avrupa Hukuku ve AİHM kararları dikkate alınarak çözüleceği vadinde bulunduğunu, son haberlerden öğreniyor ve bunu çok yerinde, iyi niyetli ve olumlu bir yaklaşım olarak karşılıyorum. İ.G.