Önceki gün yüksek tirajlı gazetelerimizin birinde Appiah'la yapılan bir röportaj vardı. Gana Milli Takımı'nın kaptanı bu röportajın bir yerinde, "Teknik direktörümüz çok çok iyi. Rakiplerimizi en küçük özellikleri ve ayrıntılarıyla bize anlatıyor" diyordu. Appiah bunu acaba ayıp olmasın diye mi söyledi, yoksa gerçekten mi? Dün akşam Daum'un Schalke'yi mercek altında tutup keşfedebildiğine inanmak mümkün değildi. Şu ki, Schalke takımının en önemli oyuncusu, beyni, her şeyi organize eden adamı Lincoln'dü. Lincoln, takipsiz kaldığında Alman takımını galibiyete götüren hayati golleri atan, ya da o gollerin paslarını veren oyuncuydu. Selçuk, Aurelio ve Appiah kurgusunun içinde, bu oyuncuya en azından gölge takibi yaptırmamak asla ve asla rakibi iyi analiz etmiş olmak olamazdı. İkincisi, ikinci yarıda Alman takımı 1-0'ın altından kalkmak amacıyla oyunu F.Bahçe yarı alanına yıktığında, F.Bahçe'nin Schalke kalecisiyle savunması arasında genişleyen bölgeye mutlaka çabuk, süratli top taşıyan bir oyuncuyu sahaya sürmesi gerekirdi. Ama Daum, Tuncay'ı hem de Aurelio'yu oyundan çıkartarak, ancak 2-1'den sonra akıl edebildi. Oysa Schalke öne geçip arkaya birikmişti bile. İkinci yarının o döneminde faul golün sahibi Nobre'ye hiç ihtiyaç kalmamıştı. F.Bahçe, kendisini ikinci tura taşıyacak anahtar maçı erken de gol bulmasına rağmen çok rahat ve çabuk üç puana taşıyamadıysa, bunda hocasının hiç de Appiah'ın dediği gibi oyunu iyi okuyamamış, rakibi iyi analiz edememesinin payı büyüktü. Bu arada çok can alıcı bir noktaya değinmek istiyorum. Anelka gibi büyük bir starın ofsayt hattını kollayamayarak sık sık yakalanmasını bir türlü anlayamadım. Şayet Anelka futbolda kollama diye anılan bu kurnazlığı gösterebilseydi, çok rahat pozisyonlar bulur, belki de maçı erken bitirirdi. Tabii, yürekleri ağıza getiren kaleci Volkan'a bir diyeceğimiz olmalı. Futbolda hele hele kaleciyseniz çok sağlam işler yapacaksınız. Ben maçın çarpıcı yönünü Anelka'nın ofsaytlarıyla sınırlarken, F.Bahçe'ye geldiğinden beri rakibe en fazla müdahale yaptığı maçta Alex'in kırmızı kartla oyun dışı kalışını doğrusu şaşkınlıkla izledim. Neticede F.Bahçe, başta teknik adamının yanlışları ve topu özellikle ikinci yarıda rakibine sürekli teslim edişi yüzünden işi bitirecekken ince hesaplara gitti.