Dünya Yunanistan'ın peşine takıldı, uçuruma koşuyor

A -
A +

Uzun zamandır vurguladığım gibi, Avrupa'da şiddetle çalkalanan sular durulmak bilmiyor. Bilakis, çalkantının şiddeti artıyor. Geçtiğimiz hafta sonu iflasını ilan edeceği konuşulan ancak pes etmeyen Yunanistan'ın yakın zamanda bu duruma düşeceğine piyasaların tanıdığı ihtimal seviyesi yüzde 91. Avrupa ise bu çok ciddi meseleye müdahale etmekte son derece yavaş davranmayı sürdürerek piyasalara ihtiyacı olan güveni bir türlü vermiyor. Geçtiğimiz cuma öğleden sonra Avrupa Merkez Bankası'ndaki en üst düzey Alman görevli Jürgen Stark'ın, krizdeki ülke tahvillerinin alımı konusunda ters düştüğü için istifa ettiği haberi bomba etkisi yaptı. Haberin duyulmasıyla Euro, Yen karşısında 10 yıl önceki seviyesine geriledi. Panik havasına kapılan Pound da Yen karşısında çok düşerek 121'leri gördü. Krizin yayılmasını engellemek için somut kararlara imza atabilecek tek kurum olan AB Merkez Bankası'nın kendi içindeki anlaşmazlığı ortaya koyan bu istifa, zaten pamuk ipliğine bağlı olan güveni iyice sarstı. Halbuki, AB Merkez Bankası bu adımları atmayarak tahvil almamış olsaydı, Yunanistan'ın temerrüde düşmesini ve krizin tüm Avrupa'ya yayılmasını çok önceden görebilirdik. Bu sebeple, bankanın bu karardan vazgeçmesi piyasalar açısından felaket olabilir. Yunanistan, ekim ayına kadar kendini döndürecek miktarda nakit parası olduğunu açıkladı. IMF ve AB Merkez Bankası, 8 milyar Euro'luk kredi diliminin ekime kadar Yunanistan'a ödenmesi için bir yol bulabilirse, Avrupa İstikrar Fonu'nun (EFSF) yeni düzenlenmiş halinin AB ülke parlamentolarınca onaylanmasına kadarki kritik süre atlatılabilir. EFSF'ye yönelik düzenleme, krizdeki ülkelere yeni kredi kanallarının açılması ve ikincil piyasalardan tahvil satın alınması gibi yeni imkânlar sunacak. Ancak gerekli adımların, bıçak sırtındaki piyasaları daha fazla ürkütmeden atılması gerekiyor. Kriz İtalya ve İspanya'ya da sıçrarsa durum felakete dönüşür. Zira uluslararası bankalar, daha şimdiden AB bankalarına borç vermekte gönülsüz davranmaya başladı. Amerika'da ise FED, ekonomiye destek için uygulayabileceği araçlar konusunda fazla sır vermedi. Bu da piyasada belirsizliğe yol açtı. Başkan Obama da 400 milyar dolarlık yeni istihdam paketini açıkladı ancak bunun kongreden geçme ihtimali çok yüksek değil. Bu belirsizlikler AB krizi ile birleşince piyasalar da gayet tabii rahatlamadı. Krize yönelik beklentiler kötüleştikçe, Yen (müdahale gelmez ise) ve altında yukarı doğru daha sert hareketler görmek mümkün. Dolar/TL için 1.80 psikolojik bir seviye. Burası geçilse bile tutunabilmesi kolay olmayacaktır. Dolayısıyla, bu seviyelerden alım yerine satım düşünülmesi daha akıllıca bir strateji olabilir. Tabii, yurt dışındaki mali fırtınaya yönelik haberlere azamî ehemmiyet verilmesi gerekiyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.