Piyasalar sonu görünmeyen karanlık bir yola girdi

A -
A +

Ekonomik büyümenin durma noktasına geldiği, dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD'nin kredi notunun S&P tarafından tarihinde ilk defa olmak üzere AAA'dan AA+'a düşürülmesi tüm dünyayı derinden sarstı. Özellikle tüketim harcamalarının gerilemesi ve imalat verilerinin beklentilerden kötü gelmesi, Amerika'nın yeniden resesyona girebileceği endişesini doğurdu. Euro Bölgesi de içinde bulunduğu borç krizi sebebiyle risk iştahını azaltıyor. İtalya ve İspanya'nın temmerrüde düşme ihtimali piyasayı tedirginliğe sevk ediyor. Avrupa Merkez Bankası'nın tahvil alımına tekrar başlayacağını duyurması ve acil telekonferans yapan G-7 ülkelerinin panik havasını dağıtmak için ne gerekiyorsa yapılacağını belirtmesi de bir işe yaramadı. ABD'nin notunu kıran S&P, görünümünü de negatif olarak belirleyerek 'yeniden düşebilir' sinyali verdi. Bu durum yatırımcıların kısa vadede Amerikan tahvillerinden diğer ülkelere kaymasına yol açabilir. Notunun kırılması, Amerikan ekonomisine yıllık 100 milyar dolar ilâve yük getirecektir. Japon Merkez Bankası, Yen'deki hareketliliği çok dikkatli takip ettiklerini ve icabında tekrar müdahale edileceğini açıkladı. Bu sebeple Yen'deki değerlenmenin bir noktada tıkanabileceğini düşünmek mantıklı olabilir. Frank ise, İsviçre'nin faizleri sıfır düzeyine çekmesinden sonra kaybettiği değeri kısa zamanda yeniden kazandı. Dünya çapında büyük bir panik havası hakim. Dayanma gücü olan yatırımcı için bu seviyeler ciddi alım fırsatları sunuyor. Ancak bilhassa Frank'ın daha ne kadar değerleneceğini kestirmek çok güç. Risk iştahıyla beraber hareket eden Frank'ın değer kaybedebilmesi için piyasaya yeniden iyimser bir havanın hakim olması gerekiyor. Altının onsu, risk iştahsızlığı ve panik havasından aldığı gazla büyük bir rekor daha kırarak 1.715 doları gördü. Öyle ki, son 1 ay içinde alınan altın miktarı, önceki 6 ay boyunca alınandan daha fazla oldu. Gerçek şu ki, piyasaya panik havası hakim olduğu müddetçe altın ile ilgili tahminde bulunmak, destek ya da direnç noktaları belirtmek faydasız olacaktır. Dolar/TL ise, Merkez Bankası'nın faizleri 50 baz puan artırması ve elbette dış kaynaklı sebeplerle 1.76'yı gördü. Merkez'in küresel resesyon tehlikesini öncelik olarak belirleyip cari açık ve enflasyonu ikinci plana atması, TL'ye değer kaybettiriyor. Döviz satım ihaleleri ve borçlanma faizinin artırılması, dövizdeki artışı sınırlamaya yönelik alınan önemli tedbirler olmasına rağmen, dış kaynaklı şoklara hazırlıklı olmak gerekiyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.