Milyonlar bugün YGS'ye giriyor

A -
A +
Milyonlar bugün YGS'ye giriyor

> Turgut Evrankaya Rehber Öğretmen Üniversite yolunda çok şükür ilk aşamayı kazasız atlattık. İkinci sınavda hangi alanlarda, nelere çalışacağımızı bildiğimiz için şimdi daha rahatız ve üstümüzdeki yük de nispeten hafifledi. Rehavete kapılmamak şartı ile derin bir nefes alabiliriz. Artık bir sosyal öğrencisinin matematik veya fen yapma zorunluluğu yok. Bu, diğer alanlar için de aynı. Sınavımız iyi geçmiş veya istediğimiz gibi geçmemiş olabilir, hiç moralimizi bozmadan bundan sonrasına ve işimize bakalım. Bizi daha, bir iki keskin virajın beklediğini ve bunların çok önemli olduğunu hatırımızdan çıkarmayalım. Eğer ilk sınavın verdiği rahatlıkla hızımızı ve performansımızı düşürecek olursak bunca emeğimize de yazık etmiş oluruz. Yarış henüz bitmediğine göre bizi ne bekliyor diye düşünmeli ve buna göre davranmalıyız. BUNDAN SONRAKİ SÜREÇ Sıra, Haziranda yapılacak ve puanımıza % 60 katkısı olacak LYS'ye (Lisans Yerleştirme Sınavı) geldi. Bu aşamadan sonra nokta vuruşu yapmak gerekiyor. Hangi alanda okumuşsak o alana yönelik oturumlara öncelik verecek şekilde bir planlamanın bize faydası olur. YGS sonuçlarını ele alarak kendimize bir yol haritası çizmeliyiz. LYS'deki sorular branşımızı, yani alan içi dersleri kapsadığı için daha istekli ve özverili bir çalışma temposu yakalamalıyız. Bütün bu unsurları hesaba katarak yoluna devam edenler kalan mesafeyi hasarsız şekilde atlatacak ve gönlünde yatan fakülteye bir adım daha yaklaşmış olacaktır. Zorluklar karşısında yılmayan ve kolayı görünce rehavete kapılmayanların kazanacağı bir sene olacaktır. Zaman zaman çaresizliği tadacak; fakat sorumluluğu bırakmadan yolumuza devam edeceğiz. Kendimizi neye inandırırsak aynada hep onun yansımasını göreceğiz. Tercih sizin. Güzel bakan güzel görür, güzel gören güzel düşünür. Milyonlar bugün YGS'ye giriyor

ÇOCUĞUMUZA ÖNCE OLUMLU BİR MODEL OLMALIYIZ Ona nezaketi öğretin Toplumu oluşturan bireylerin nezaket kurallarını öğreneceği ilk yer hiç şüphesiz aile ortamıdır. Bu sebeple anne babaların bu konuda dikkatli olması gerekiyor A. Faruk Levent Psikolojik Danışman Nezaket kuralları, küreselleşen dünyada tarihî mirasımız olan hoşgörü kültürümüzü yaşatabileceğimiz önemli bir olgudur. Başka bir ifadeyle, uygun ve uygunsuz sayılan davranışlar arasında ayrım yapmamızı sağlayan tek mantıklı yoldur. Toplumu oluşturan bireylerin nezaket kurallarını öğreneceği ilk yer ise hiç şüphesiz aile ortamıdır. Peki, anne-baba olarak çocuğumuza görgü kuralları ve nezaket eğitimini nasıl verebiliriz? * Nezaket eğitimi, çocuğa erken yaşlarda verilmelidir. Örneğin eve gelen bir misafire nasıl selam vereceği, herhangi biriyle nasıl tanışacağı veya telefonla konuşurken hitap tarzını çocuğumuza öğretmeliyiz. Ayrıca ne zaman ve ne şekilde teşekkür etmesi veya özür dilemesi gerektiği, sofra adabı veya kapı çalma şeklini örneklerle anlatmalıyız. * Ailede nezaket eğitiminin ilk adımı olan; şefkat, dürüstlük, adalet, sorumluluk ve saygı gibi temel etik değerleri çocuğumuza işlemeliyiz. * Saygı, sevgi, merhamet ve yardımlaşmanın egemen olduğu bir aile ortamında, temel görgü kuralları daha kolay kazandırılır. Bu sebeple, ev içinde karşılıklı saygının olduğu sevgi dolu bir ev ortamı oluşturmalıyız. * Nezaket eğitimini vermek isteyen anne ve babaların, öncelikle kendileri, olumlu bir model olmalıdır. Bunun için, eşlerin kendi aralarında birbirlerine karşı saygılı olması ve nazik davranması gerekir. Bu da çocuğa iyi bir örnek teşkil eder. * Nezaket eğitimi, çocuklara iyi ve doğruyu öğretirken onların doğru ve yanlış arasındaki farkı görmelerine yardımcı olur. * Beklentilerinizi ifade ederken yapmaması gerekenleri değil, yapmasını istediklerinizi söyleyin ve onun iyi davranışlarını takdir edin. Mesela: "Yemeği, bir türlü çatal ve kaşıkla yemeyi beceremiyorsun!" ifadesi yerine "Çatalını ne kadar kibar tutuyorsun" gibi... * Çocuklarımıza, yaratılan her canlının özel olduğunu ve her canlıya saygı göstermesi gerektiğini öğretmemiz gerekir. * Çocuklarımıza kendine yapılmasını istemediği bir davranışı başkasına yapmaması gerektiği anlayışı benimsetilmelidir. * Toplumda insanların birbirlerine saygı göstermesi, hak ve hukukun yerini bulması, insanların birbirine güven duyması, suç ve şiddetin azalması, ancak güzel ahlâklı ve nazik insanlarla mümkün olabilir. Geleceğin Türkiye'sini oluşturacak çocuklarımızın, nazik hanımefendiler ve beyefendiler olması için nezaket kurallarını öğrenmesi önemlidir. Bu doğrultuda, ebeveynler olarak ahlâkî değerlere ve görgü kurallarına uygun karaktere sahip nesillerin yetişmesi için elimizden gelen gayreti göstermeliyiz. Öğrencinin gözündeki öğretmen... Çankaya'da bir ilkokul açılmıştı. Köşkün çevresinde bulunan bu okulu bir gün Atatürk ziyaret etmiş. Öğretmen tahta başında öğrencilere ders veriyormuş. Cumhurbaşkanı girer girmez öğretmen öğrencilerine saygı işaretini vermiş, çocuklar ayağa kalkmış ve oturunuz işaretini verdikten sonra öğretmen yüzünü tahtaya çevirerek derse devam etmiş. Atatürk, beş on dakika ayakta ders dinlemiş ve çıkarken öğretmen yine aynı ses, aynı eda ile çocukları ayağa kaldırmış ve oturunuz işareti verir vermez derse devam etmiş. Gazi kapıdan çıkarken yanındakiler: "Gördünüz mü öğretmeni, Cumhurbaşkanına önem vermedi!" demiş. Gazi de: "İlköğretim öğretmeni vatanın en hayırlı elemanıdır. Onlar vatan çocuklarıyla o kadar kaynaşmışlardır ki adeta çocuklaşmışlardır. Onların gözünde en sevgili şey öğrencilerdir. Bu öğretmen eğer dersini bırakıp saygısını göstermek için yanıma gelseydi ve çıkarken beni merdivenlere kadar geçirseydi, öğrencilerinin gözünde küçülür, belki prestijini kaybederdi. Öğrencinin gözünde en saygılı, en büyük adam öğretmen olmalıdır. ("Asaf Savaş İlbay", Anılarla Atatürk kitabından) Milyonlar bugün YGS'ye giriyor

HESAP KİTAP İŞİ * Amerika'da çalıştığım üniversitede çoğu öğrencilerin çarpım tablosunu ezbere bilmediklerini gördüm. Her öğrencinin cebinde hesap makinesi vardı. Basit bir toplama ve çıkarma işlemini bile makine ile yapıyorlardı. Bütün işlemleri makine ile yaptıkları için ilkokulda ezberledikleri çarpım cetvelini artık hatırlayamıyorlardı. Bir öğrenciye sordum: - En basit işlemleri bile makine ile yapıyorsun, çarpım tablosunu ezbere bilmiyorsun; makine bozulsa ne yaparsın? Çocuk da hiç düşünmeden: - Çarşıya gider yenisini alırım, diye cevap verdi. Ali Çankırılı BİR GÜZEL SÖZ: Düşünmeden öğrenmek faydasızdır, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir. BÖYLE SORUYA BÖYLE CEVAP * Renkli kişiliği ve düşük not vermesi ile öğrencileri arasında özel bir üne sahip olan felsefe öğretmeni, sınav yapacağı gün öğrencilere, önce kâğıt ve kalemlerini hazırlamalarını söyledi, sonra da sandalyesini kaldırıp masanın üzerine koydu. "Sınav sorumu soruyorum" dedi. "Bu sandalyenin var olmadığını ispatlayınız." Sıfırcı felsefe öğretmeni, sınav kâğıtlarını okuduktan sonra, bu konudaki ününe gölge düşüreceğini bilmesine rağmen, hayatında ilk kez bir öğrencisine yüz üzerinden yüz vermek zorunda kaldı. Öğrencinin sınav kâğıdında yalnızca şu iki sözcük yer alıyordu: - Hangi sandalyenin? Milyonlar bugün YGS'ye giriyor

Ekşimsi sözlük: Kalem: Sürtünme ile iz bırakan cisim. Matematik: Hayatın ta kendisi. İhlas Koleji'nden Türkiye genelinde ONLINE SINAV SBS ve LYS'ye girecek tüm öğrenciler için online deneme sınavları devam ediyor. * İhlas Koleji öğretmenleri tarafından hazırlanan LYS ve SBS'ye yönelik online deneme sınavları devam ediyor. www.sinavagir.com adresinden ulaşılabilecek online deneme sınavlarında öğrenciler pratiklerini arttırabilecekleri gibi eksikliklerini de anında görebilme şansına sahip olacaklar. Girdiği deneme sınavını bitiren öğrenci, sınav sonunda ayrıntılı bilgi formu ile sınav türüne göre puanını, sınavda doğru ya da yanlış yaptığı konu ve alt konuları ve bu konulardaki durumunu grafiksel olarak inceleyebilecek. AZMİ AKSOY EtkiliyorumSu bardağına okyanusu sığdırmak Birçok anne baba, çocukları konusunda yüksek beklentilere sahiptir. Okul çağında ise bu beklenti zirve yapar. Ebeveynin hayalinde, olmasını istediği bir çocuk modeli vardır. Bu çocukla kendi çocuğu arasında benzerlik, paralellik var mı, yok mu; genellikle bu mesele hatıra bile getirilmez. Bu noktada aile, portakal ağacından elma bekleyen çiftçi gibidir. Oysa her çocuğun -parmak izinde olduğu gibi- kendine has özellikleri vardır. Aileler, bu özelliklerin farkında olmadan çocuk yetiştirmenin bir kuralı olduğunu zanneder. Oysa böyle bir kural yoktur; çünkü her çocuk farklıdır ve her çocuğun kendine has özellikleri vardır. Kaynayan bir su düşünelim. Bu suyun içine bir yumurta ve havuç attığımızda kaynayan su yumurtayı sertleştirir, havucu ise yumuşatır. Eğer çocuk yetiştirme kitabında suyu kaynatma gibi bir kural olsa, ilkin çocuğumuzun havuç mu yoksa yumurta mı olduğunu bilmemiz gerekir. Bu nedenle sabit kurallardan yola çıkarak çocuk yetiştirmek gibi bir düşüncemiz olmamalı. Bir de arkadaş toplantılarında anneler: "Böyle bir problemle karşılaştığımda ben bizim çocuğa şunu şunu yaptım, çok etkili oldu şekerim. Sen de dene!" diye yemek tarifi gibi tavsiyede bulunmuyorlar mı?.. Yemekte bile, tarifle aynısı tutturulamıyor. Acaba o çocuk, kendi çocuğuyla aynı karakterde mi? Tavsiye edilen uygulama ya ters teperse ne olacak? Pasta değil ki bu, olmazsa kuşlara atalım ve tekrar yapmayı deneyelim! Doğumundan itibaren çocuğun gelişim ve eğitimine bir başkasının müdahale etmesi ihtimali bulunmadığını kabul edersek, 7 yaşına kadar ilmik ilmik dokuduğumuz kumaşın kalitesi tamamen bize ait. Her hareketimiz, 7 yıl boyunca kamera kaydına alınıyor. "Play" tuşuna basıldığında görüp de hoşumuza gitmeyen her şeyin hesabı önce bize ait. Ya, ayakaltında dolaşmasın da varsın oyalansın diye TV karşısına oturtulan çocuğun buradan kaptıklarını da ilave edersek? Bütün bunların farkına varmadan "Bu çocuk, iyi huylarını benden, kötü huylarını sokaktan almış canım!" kolaycılığına kaçmamız da kendimizi kandırmak olur. Önceliğimiz, çocuğumuzun özelliklerini, ilgisini ve meraklarını, yeteneklerini, ka- pasitesini bilmek ve çocuğumuzu en iyi şekilde tanımak olmalı. Zira "su bardağını okyanusa da daldırsak, hacmi kadar su alır ancak", gerçeğini kavrayamazsak çocuğun kapasitesi ile uyuşmayan beklentilerimiz, hem bizi hem de gelişme çağında olan çocuğumuzu yıpratacaktır. HATIRINIZ OLSUN Paylaşmak istediklerinizi bize yazın. 'Hatırlı Tahta'da hatırınız olsun. kursunkalem@tg.com.tr
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.