Allah bize niye yardım etmiyor? (2)

A -
A +

İngilizler, asırlardır İslam ülkelerini kana boyamakla kalmamış, İskoç masonları, binlerce Müslümanı ve din adamlarını aldatarak, mason yapmış, "insanlığa yardım, kardeşlik" gibi laflarla, dinden çıkmalarına, dinsiz olmalarına sebep olmuşlardır. İslamiyet'i büsbütün yok etmek için, bu masonları maşa olarak kullanmışlardır. Böylece, Reşit Paşa, Ali Paşa, Fuat Paşa, Mithat Paşa ve Talat Paşa gibi masonlar, Osmanlı Devletini yıkmakla görevli, paşa unvanlı maşalardır. Efgani ve Abduh gibi masonlar ve çömezleri de, İslam bilgilerini bozmaya, içten yıkmaya alet olmuşlardır. İslami ilimler iki kısımdır: Din ve fen bilgileri. Din bilgilerini öğrenip yapmak, her Müslümana farz-ı ayndır. Fen bilgilerinden gerekenleri, yalnız bu işle meşgul olanların öğrenip yapmaları, farz-ı kifayedir. Bu iki farzı yerine getiren millet, muhakkak ilerler, medeni olur. Bir âyet-i kerime meali: (Ahiret nimetlerini isteyene ahiret nimetlerini, dünya nimetlerini isteyene de dünya nimetlerini veririz.) [Şura 20] İstemek, laf ile olmaz. Sebebe yapışmak, yani çalışmak gerekir. Allahü teâlâ, Müslüman olsun olmasın, beğendiği gibi çalışan herkese, vereceğini bildiriyor. Avrupa, Amerika, Japonya böyle çalıştıkları için dünya nimetlerine kavuşuyorlar. Orta Çağdaki Müslümanlar, böyle çalıştıkları için, medeniyet rehberi olmuşlardır. Abbasilerin ve Osmanlıların son zamanlarında, iç ve dış düşmanların tesirleriyle, fen bilgilerini öğrenmekten ve öğretmekten, fen ve sanat üzerinde çalışmaktan mahrum edildiler. Bu sebeple muazzam devletleri çöktü. İslamiyet'in hükümleri, şifası kesin ilaç gibidir. Kim içerse, yani tatbik ederse faydasını görür. İnanarak içenler, ahirette de faydasını görürler. İnanmadan içerse, sadece dünyada görür. Allah indinde hak din, ancak İslam'dır. Ancak, dinimiz hak diye, Allahü teâlânın çalışmayana yardım etmesi gerekmez. Âdet-i ilahi, böyle değildir. Onun âdeti, her şeyi sebep ile yaratmaktır. İnsanların iradelerini de, bunların iyi ve kötü işlerini yaratmaya sebep kılmıştır. Buna rağmen Allahü teâlâ, imanın, Müslümanın, Müslümanlığın kıymetini sebepsiz gösterseydi, yani her insan açıkça görseydi, o zaman imtihanın önemi kalmazdı. İnananları hiç sıkıntıya sokmasaydı; imanlarının nurları belli olsaydı, o vakit bütün insanlar inanır, imtihana gerek kalmazdı. Böyle bir iman ise, Allahü teâlânın katında makbul değildir. Zira, bu insanlar gayba değil, gördüklerine ve kendi menfaatlerine iman etmiş olurlardı. Pis kokulu şey Sual: Pis kokan çorap giyen veya ağzı ve vücudu kokan kimse, camiye veya iş yerine giderse, kul hakkı olur mu? CEVAP: Herhangi bir şekilde birini rahatsız etmek, kul hakkına girer. Ağız ve ter kokusunu gidermeden topluma girmemeli. Pis kokularla halkı rahatsız etmek, haramdır. İki hadis-i şerif meali: (Sarımsak, soğan, pırasa ve turp gibi kötü kokan bir şey yiyen, kokusu gitmeden mescidimize yaklaşmasın.) [Taberani] (İnsanı rahatsız eden pis kokulu şeylerden, melekler de rahatsız olur.) [Taberani] Yağlı, kirli ve pis kokan iş elbisesiyle halkı rahatsız etmemelidir! Bazıları sigara kokusundan da rahatsız olur. Onun için ağzında ve elbisesinde sigara kokanlar da temizleyip, kokuyu giderdikten sonra toplum içine gelmelidir. > Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.