Sual: Cennette, bir suret pazarı varmış. Bu pazarda sadece insan suretleri varmış. Cennetteki insanlar, dış görünüşlerini değiştirmek istedikleri zaman, bu pazara gidip, suret satın alıp, görünüşlerini değiştirme imkânı varmış. Bu doğru mudur? CEVAP: Cennette pazara ihtiyaç yoktur. Namaz, oruç gibi ibadet de yoktur. Günah işleme diye bir şey yoktur. Her şeyin en güzeli, Cennet halkı içindir. Neyi arzu ederse, anında ona sahip olur. Bir yere gitmesi gerekmez. Canı bıldırcın eti istedi, hemen pişmiş olarak anında önümüze hazır gelir. Herkes eşini en güzel surette görecektir. Şu benden daha güzel diyerek üzüntü olmayacaktır. İkinci olarak, her nimet her gün artacak. Güzelliği artacak, yiyecek ve içeceklerden aldığı zevkler artacak. Diğer her nimet, her gün artacaktır; iki günü eşit olmayacaktır. Her gün aynı şeylerden farklı ve daha fazla zevkler alınacaktır. Yine her gün farklı şeylerle, farklı nimetlerle karşılaşılacaktır. Allahü teâlânın kudreti sonsuzdur. Ebedi olarak böyle devam edecektir. İnsan, bilmediği şeyleri, bildiği şeylerle mukayese eder. Hâlbuki bilinmeyen şey, bilinen şeye kıyas edilmez. Ana rahmindeki bir çocuğun, dünyaya gelip, çeşitli olaylara karşılaşacağını bilmesi mümkün değilse, Cennete gidenin de, oradaki nimetleri bilmesi mümkün değildir. İki hadis-i şerif meali: (Cennette görülmeyen, işitilmeyen, hatta hayâl bile edilmeyen nimetler vardır.) [Müslim] (Cennet nimetleri ile, dünyadakiler arasında yalnız isim benzerliği vardır.) [Beyheki] Rüya ile dünya hayatı bile, mukayese edilmez. Rüyada, gözlerimiz kapalı olduğu hâlde, çok yerleri görürüz. Dilimiz oynamadığı hâlde konuşuruz. Yani görmemiz göz ile, konuşmamız dil ile değildir. İşitmemiz kulak ile, yürümemiz ayak ile değildir. Rüyada hükümdar olsak, ne çıkar! Az sonra uyanınca, hayal olduğu görülür. İşte dünya hayatı da, rüya gibidir. Asıl hayat olan ahirette, hükümdar olmak gerekir. Hadis-i şerifte, (İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar) buyuruldu. Nasıl ki, rüyada görülen bile dünyadaki nimetlerle mukayese edilemezse, dünyadakiler de, Cennettekilerle mukayese edilmez. Dünyada olan şeyler, birer görüntüdür. Her görüntünün, bir de aslı olur. Asıl olmadan görüntü meydana gelmez. Dünyadaki şeylerin hepsinin asılları, gerçekleri Cennette vardır. Allahü teâlânın sonsuz kudretine inananın, Onun bildirdiği her şeye inanması gerekir. Cenab-ı Hak, Cennette sıkıntı olmayacağını, Cennet ehline, istedikleri her nimetin verileceğini bildiriyor. Cennet nimetleri yanında, dünya nimetleri, onların gölgesi, resmi gibi bile değildir. Ağacın resmi ile kendisi nasıl aynı şey değilse, Cennet nimetleri yanında dünyadakiler de öyledir. Allahü teâlâ, dünyaya mahsus nimetleri, yoktan yarattığı gibi, ahirette de, hatıra, hayâle gelmeyen nimetleri, yoktan yaratacaktır. Allahü teâlâ için, güçlük olmaz. Cennette, üzüntü, sıkıntı yoktur. İki âyet-i kerime meali: (Cennetin neresine bakarsanız bakın, bol nimet ve büyük saltanat görürsünüz.) [İnsan 20] (İyi amellerinin mükâfatı olarak, onları memnun edecek, ne nimetler hazırlandığını kimse bilemez.) [Secde 17] İki hadis-i şerif meali: (Cennete giren ölmez, sonsuz yaşar, gençliği gitmez. Hep mutlu olur, üzülmez.) [İbni Ebiddünya], (Cennet ehli, hiç hastalanmaz ve yaşlanmaz; hiç üzülmez ve hep neşeli olur.) [Müslim] > Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com