Kazancını telef etme!

A -
A +

Bir sultanın oğluna nasihatleri (2) Ne kazanırsan doğru ve uygun yerden kazanmaya çalış, tâ ki oradan kazandığın içine sinsin. Kazancını telef etme, dağıtma; yani olur olmaz yere harcama. Malı saklamak, kazanmaktan daha güçtür. Çünkü, parayı çok kişi kazanır, ancak saklamasını, harcamasını bilmediği için, yine de cimrilikten kurtulamaz. Çalış ki, harcadığın kadarını yerine koyasın. Eğer hep keseden yersen, aldığınca yerine koymazsan, Karun kadar malın olsa da çabucak yok olur. Gönlünü bir şeye sımsıkı bağlama. Eğer o şey, ansızın elinden giderse, üzülmezsin. Yani zenginliğe büsbütün, "Bana kalsın" diye gönül bağlama. Eğer başına yoksulluk gelirse, üzülüp gönlün daralmasın. Eğer malın çok olursa, bir gün yoksul olacağını düşün, o malı ihtiyatla, ölçülü harca. Çünkü, ölçülü harcayınca, mal ne kadar az olsa da, sonunda bir şey kalır, ama ölçüsüz harcayınca, mal ne kadar çok olursa olsun, sonunda hiçbir şey kalmaz. (Zahmetle saklamak, zahmetle istemekten iyidir) demişlerdir. Eline, değeri az olan bir şey geçerse, bundan ne olur deme, onu saklamaya çalış. Çünkü değeri az olan şeyi saklayamayan, değeri çok olanı hiç saklayamaz. Hangi işi yaparsan yap, tembel davranma. Tembellikten utan, tembellik bahtsızlığın başıdır. Her işe emek ver. Emek verilen işin sonu, tembellikten iyi olur. Çünkü emek vermekle elde edilen, ne kadar çok olursa, tembellikte de o kadar eksilir. Yazık değil mi, bir anlık emek yüzünden elde edilecek şeyi, tembellik yüzünden yitiresin. Öyleyse, geri durmak, akıllıca bir iş değildir; yoksa muhtaç olarak yaşarsın. Bilmiş ol ki, muhtaç olduktan sonra, "Ah n'olaydı emek çekseydim, tembellik etmeseydim, şimdi lazım olan şeyi elde etseydim" deyip pişman olmanın, faydası olmaz. Çalış ki, emeğinin neticesini yine sen yiyesin, tâ ki emeğin boşa gitmesin. Sende değerli bir şey varsa ve birisi o sevdiğin şeyi senden isterse, eğer lâyıksa, ondan esirgeme. Çünkü, ne olursa olsun, kişi mezarına bir şey götüremez. Harcamanı gelirine göre yap, tâ ki yoksulluk ateşi sana yol bulamasın. Elinde olanla yetin, çünkü kanaat, ikinci zenginliktir. Sakın açgözlü olma. İsraf etme. İsrafı hoş görme, kötü bil. Çünkü israf, Allahü teâlânın sevmediği şeydir. Onun sevmediği şey, kullar için uğursuzdur. Allahü teâlâ, (İsraf etmeyin, Allah israf edenleri sevmez) buyuruyor. Mademki, Allahü teâlâ müsrifi sevmiyor, sen de israfı sevme. Her felaket, bir sebepten dolayı gelir. Yoksulluk da bir felakettir ve onun sebebi israftır. İsrafın, fakirlikten başka sonucu yoktur. İnsanın, kendi ihtiyacı için harcadığı şey, israf değildir. İsraf, gereksiz yerlere harcanan şeydir; ne dünyasına, ne de ahiretine yaramayan şeydir. Sözde, sohbette, yemekte, içmekte ve her bir işte, israf iyi değildir. Çünkü israf, teni eritir, nefsi incitir, canı daraltır ve diri insanı öldürür. Devamlı israf ederek, rızkının kapısını üstüne kapama. Gücün yettiğince kendini hoş tut, kendi işin için, gerekli harcamadan kaçınma. Bir şey senin için ne kadar aziz olsa da, kendi canından daha aziz olmasın. Kısacası, elde ettiğini ölçüyle harcamaya çalış. > Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.