Oruçlu olduğunu unutarak yiyen kimse, orucunun bozulduğunu sanarak yiyip içmeye devam ederse kaza gerekir, kefaret gerekmez. Eğer oruçlu olduğunu unutarak yedikten sonra, unutarak yiyip içmenin orucu bozmadığını bildiği halde, kasten yiyip içmeye devam ederse, hem kaza, hem de kefaret gerekir. Gıybet edince, kan aldırınca, ihtilam olunca, oruç bozulmuş olmaz. Oruç bozuldu sanıp yiyip içene kefaret gerekir. Burundan genze giden kanı veya dişi kanayan ağzındaki kanı yutunca, yani kan mideye gidince oruç bozulur. Sadece kaza gerekir. Burna konan sıvı ilaç orucu bozduğu halde, göze damlatılan veya diş çukuruna konan ilacın tadı boğazda hissedilse bile orucu bozmaz. Flixotide, Ventolin, Salbutol, Salbulin gibi ağza püskürtülen inhaler tipi ilaçlar orucu bozar. İçinde hiç ilaç olmayan oksijen tüpleri ile oruçluya hava vermek orucu bozmaz. Burna sıvı ilaç veya tuzlu su çekmek, boğaza giderse orucu bozar. Hasta, su buharını teneffüs etse, buhar ciğerlere giderse orucu bozar. Çok yaşlanıp ölünceye kadar oruç tutamayacak ihtiyar ve iyi olmasından ümit kesilen hasta, gizli yiyip içmelidir! Oruç tutamayan böyle bir kimse, zengin ise, her günün orucu için fidye verir. Fakir olan fidye vermez. 30 gün oruç için 53 kg un verilir. Yahut bu kadar unun kıymeti kadar altın, bir veya birkaç fakire verilir. Fidye verdikten sonra, oruç tutabilecek hale gelen kimse, tutamadığı oruçlarını kaza eder. Fidye için, her gün için bir fıtra miktarı un, hurma veya üzüm verilir. Özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Şeri mazeretsiz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz.) buyuruldu. Dini bir özrü olanın orucunu kazaya bırakması caiz olur. Yolculukta sıkıntı olur, iş aksar veya bir sıkıntı olacaksa, orucu kazaya bırakmak caiz olur. Hadis-i şerifte, (Yolculukta [sıkıntı içinde] oruç tutmak takvadan sayılmaz) buyuruldu. [Yolculuk, sefer demek, 104 km'den uzak yere gitmek üzere yola çıkmaktır. Bunlardan daha kısa yola giden seferi olmaz. Burada takva daha çok sevap kazanmak manasındadır.] Erkeklerin idrar yoluna koyduğu pamuk tamamen kaybolsa da Hanefide bozulmaz. Makata konan pamuğun bir kısmı dışarıda kalsa orucu bozmaz, hepsi girerse bozar. Kadın veya erkeğin ilaç olarak kullandıkları fitil, orucu bozar, fakat guslü gerektirmez. Bir genç, (Babam oruç tutarken, takvime göre değil, Kur'ana göre hareket ediyor. Siyah iplikle beyaz iplik birbirinden ayrılıncaya kadar yiyip içiyor. Ortalık ağardığı için şüpheleniyorum.) demişti. Bekara suresindeki, (Beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyip için) mealindeki 187. ayetindeki iplikler, gündüzün beyazlığı ile gecenin siyahlığıdır. Ayet-i kerimenin anlamı, (Gündüzün aydınlığı ile gecenin karanlığı, iplik gibi birbirinden ayrılıncaya kadar yiyip için) demektir. Bu ayeti kerimeyi duyan bir zat, (Ya Resulullah, ben gündüzün geceden ayrıldığını öğrenmek için yastığımın altına bir beyaz iplik ile bir siyah iplik koydum. Fakat gecenin bitişini yine de tespit edemedim.) dedi. Bunun üzerine, Peygamber efendimiz, (O iplikler, gündüzün aydınlığı ile gecenin karanlığıdır.) buyurdu. Eğer Peygamber efendimiz açıklamasa idi, beyaz ipliğin aydınlık, siyah ipliğin karanlık olduğunu nereden bilecektik? Kur'an-ı kerimden anladığımıza uyarak, gencin babası gibi, bilhassa bulutlu havalarda, daha ortalık karanlık diye, güneş doğana kadar yiyip içerdik.