Balkanlar'ın Bursa'sı Üsküp

A -
A +

Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin Doğu Makedonya'nın İştip Hamidiye Okulu (Medresesi)'nin açılış merasimine katıldığımı dün sizlere anlatmıştım. Evet Zambak Tur'un 2-4 Haziran 2006 tarihleri arasında organize ettiği gezide zamanın çoğu Üsküp'te geçti. Üsküp Balkanlar'ın Bursa'sıdır. Şu andaki Bursa ovası beton yığınıdır. Ama Üsküp'ten başlayıp Selanik ve Yenice Vardar'da sona eren ve denize dökülen ve asla kirlenmemiş Vardar Nehri'nin geçtiği Vardar Ovası tam anlamıyla şahane bir yerdir. Ayrıca dedelerimin ve ninelerimin kabirlerinin Vardar Ovası'nda oluşu sebebiyle çok duygulandım. Gözlerim doldu. Şair Yahya Kemal Beyatlı'nın doğum yeri olan Üsküp; bu şairin ifadesiyle "Şar Dağı'nın eteğinde Bursa'nın devamı"dır. Üsküp eski Makedonya Krallığının da başkenti idi. Daha sonra Roma ve Bizans İmparatorluğunun eline geçti. 1392 yılından 1912 yılına kadar Osmanlının bir kenti idi. Üsküp eski ve yeni olarak ayrılır. Vardar Nehri'nin güneybatısı Osmanlı medeniyetinin eserleri ile dolu idi. Geçmişte yüzü aşkın camiden günümüze 22 tanesi kalmıştır. Otele yerleşmeden önce ilk uğranılan yer Üsküp Çarşısı oldu. Bu yer Anadolu kentlerinden farksız. Tek katlı dükkanlar, demirciler, bakırcılar, yorgancılar ve nice sanatkarlarla dolu. Üsküp Kalesi bir tepe üzerinde kartal gibi mazinin hasreti ile mahzun Vardar'ı seyrediyor. Osmanlılar Üsküp'te 17 han yaptırmışlar. Bunlardan sadece Kapan Han, Sulu Han ve Kurşunlu Han ayakta kalanlar. Kapan Han'da Ensar Vakfı'nın verdiği yemeğe Üsküp'teki Türk Büyükelçisi de katıldı. Davud Paşa Hamamı şu anda sergi salonu olarak kullanılıyor. Üsküp'e büyük emeği geçen İsa Bey'in camisinde seferî olarak ikindi namazını kıldık. İsa Bey Hamamında erkek ve kadınların yerleri ayrı. Osmanlı eseri olan Vardar Nehri üzerindeki Taş köprü 500 yıldır insanların hizmetindedir. Makedonlar tarihi ve gerçekleri saptırarak bu köprüyü Romalılara mal etmek için köprü üzerindeki mermer kitabeyi sökmüşler. Sultan Murad Han Camii bu bölgede inşa edilen en eski ve en büyük mabeddir. İsa Bey Camii'nin şadırvanı yalnız soğuk suyuyla değil mimari olarak da görülmeye değer. Mustafa Paşa Camii'nin minaresi 147 metredir. Caminin bahçesi gül deryasıdır. İkinci Beyazıd Han'ın damadı Yahya Paşa Camii 1688 Avusturya işgalinde tahrip edilmiş, tekrar Osmanlı Üsküp'ü fethedince aslına uygun restore edilmemiş. Halk arasında "Alaca Camii" olarak bilinen İshak Bey Camii'ni 1438 yılında Üsküp Fatihi Yiğitoğlu İshak Bey yaptırmıştır. Üsküp'te yapılan ikinci camidir. Bu zatın türbesi caminin yanındadır. İştip, Manastır, Kalkandelen, Kumanova, Köprülü, Kırçova, Gostivar, Usturumca, Gevgeli, Resne, Struga (çoğunluk Müslüman), Ohri Gölü ve yanında Ohri görülmeye değer Osmanlı Türk mahalleleridir. Üsküp'e vardığımız ilk gece Prof. Dr. Selahaddin Zaim ve Prof. Dr. Raşit Küçük Ensar Derneğinin düzenlediği panelde (Otel Continental)'de konuştular. Üsküplü Türkler Üsküp'e asla "Skopye" demiyorlar. Tetove demiyorlar. Kalkandelen ve Bitola demiyorlar Manastır diyorlar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.