Su nimeti

A -
A +

Gözümüzün yüzde 90'ı (kalb, akciğer, kan)'ın yüzde 80'i, beynimizin yüzde 85'i sudur. Yeni doğan bebeğin yüzde 75'i, olgun yaştakilerin yüzde 60'ı ve yaşlıların yüzde 50'si sudur. Canlıların yüzde 50-95 arası sudur. Bir insanın günde 2 litre (8 bardak) su içmesi gerekir. Su vücuttaki toksinleri (zehirleri) atar. Dolaşım ve boşaltım sistemini düzene sokar. Kaybedilen mineralleri geri kazandırır. Deriye zindelik sağlar. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Hücre üretimini arttırır. Hayatımızın vazgeçilmezi su olduğu halde 2.4 milyar insan musluk suyuna hasret yaşıyor. Gelişmiş ülkelerde suyun yüzde 75-90 arası tarımda kullanılıyor. Kaynama noktasına yakın sıcaklıktaki kaynaklarda yaşayan bakterilerden tutun da, erimekte olan buzulların üzerindeki bazı özel yosunlara kadar, suyun olduğu her yerde ve her sıcaklıkta hayat vardır. Yağmurdan sonra yapraklar üzerinde kalan bir su damlacığında bile binlerce mikroskopik canlı bulunur. Su güzellik verir. Su kabızlığı önler. Su cildin kurumasını ve sarkmasını önler. Böbrekler yeterli su bulamazsa karaciğer ve böbrekler iyi çalışamaz. Yağlar bedende toplanır. Su tarımın kaynağıdır. Dünyada toplam su miktarı 1.4 milyar kilometreküptür. Bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için kişi başına 10 bin metreküp su potansiyeline sahip olması gerekmektedir. Türkiye'nin ekonomik olarak kullanılabilir 110 milyar metreküp suyunun, toplam 37.4 milyar metreküpü, yani yüzde 34'ü kullanılmaktadır. Yüzde 66'sından istifade edemiyoruz. Su ile ilgili hikmetler Suyun 40 kadar özelliği fizik kanunlarına aykırı (anormal davranışı) vardır. İngiliz D.A. Lawrance 1929 yılında şunu ortaya atmıştır: Su eşittir 2 hidrojen, 1 oksijen atom ama suyu su yapan üçüncü bir şey daha var ki, bunu henüz hiç kimse bilmiyor. İlim ısrarla bu üçüncü şeyi bulmaya çalışıyor." Oksijen ve hidrojen serbest halde iken H2 ve O2 molekülleri halinde bulunurlar. Bu moleküllerin su moleküllerini meydana getirmek için birleşmeleri yani çarpışmaları gerekir. Bu çarpışma sonucunda hidrojen ve oksijen molekülünü meydana getiren bağlar zayıflar ve oksijen ile hidrojen atomlarının birleşmesine engel kalmaz. Sıcaklık bu moleküllerin enerjisini dolayısıyla hızlarını artırdığı için çarpışmaların sayısını da büyük ölçüde fazlalaştırır. Şu anda yeryüzünde tabii şartlarda suyun kolaylıkla meydana gelmesini sağlayacak kadar yüksek ısı yoktur. Suyun meydana gelmesi için gerekli ısı dünya yaratılırken sağlanmış ve dünyanın dörtte üçünü meydana getiren su o zaman ortaya çıkmıştır. Su kaynaklarından su buharlaşarak atmosfere yükselmekte ve bundan da yağmur ve kar olarak inmektedir. Atmosferde bulunan su buharı radyasyon kaybından dolayı geceleri yeryüzünün aşırı soğumasını sebze ve meyvelerin donmasını önler. Gece ve gündüz arasında çok aşırı sıcaklık farkını önler. Donma nasıl olur? Her madde ısınınca hacmi büyür. Soğuyunca küçülür. Fakat su +4 dereceden itibaren soğursa hacmi genişler. Suda bu özellik olmasaydı, deniz ve göllerde buz haline gelen su tabakası dibe çöker ve bu hadise sıfır derece ve daha düşük sıcaklıkta tekrarlanarak neticede suların buz tabakaları yığını haline gelmesine sebeb olur. Böyle olsaydı suda yaşayan bütün canlılar ölürdü. Yağmur buluttan zerre olarak çıkar. Damla olarak çıksaydı o yükseklikten mermi hızıyla başımıza düşerdi. Herşey helak olurdu. Tuzlu denizlerden tuzsuz su buharlaşıyor. Ve tuzsuz yağmur yağıyor. Yağan yağmur ve kar ile buharlaşan su miktarı birbirine eşit miktardadır. Yığılma yok. Su içinde müthiş bir dünya var. Kristal biçimlerine bürünebildiği gibi, 500 derece sıcaklıkta bile erimeyen buz türüne dönüşebiliyor. Suyun en büyük yoğunluğu +4 derecedir. Bunun sebebi bilinmiyor. H2O molekülleri arasındaki bağlantıları saniyenin milyarda biri gibi kısa sürede değişiyor. Suyun kristal şekli olan buzun 13 şekli vardır. Buz 1 molekülü bal peteği şeklindedir. Su molekülündeki Hidrojen ile oksijen arasında 104. 5 derece vardır. Bu açı çok az kısa olsa hiçbir şeyi eritmez. Çok az fazla olsa mide dahil her şeyi eritirdi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.