Tekel'in özelleştirilmesi tarihî hatadır!..

A -
A +

Türk milleti, münhasıran Türk gençliği ve gelecek nesillerle beraber; yaşayanların sağlığı ile ilgili her mesele "dış politika" ile ilgilidir. Ben bu yazım ile asla "Tekel"i savunmuyorum. Ülkenin hayati meselesini savunmaya çalışıyorum. Neticede IMF'nin istediği olacaktır. Şurası gerçek ki, Tekel, Türk Hava Yolları, Telekom, bor madeni gibi varlıkların özelleştirilmesi tarihi hatanın ötesinde ülkenin felâketine sebep olacak gaflet ve yanlışlıklardır. IMF'nin Türkiye'nin hayrına çalıştığını sananlar gaflet içerisindedirler. IMF, küreselleşme, Batı emperyalizminin tuzak oltalarıdır. Elbette ülkeye yük olan ve zararda olan kamu iktisadi kuruluşlarının özelleştirilmesi ülkenin yararınadır. Ama bazı kuruluşlar vardır ki varsayalım zarar da etse ülkenin güvenliği bakımından özelleştirilemez. Kaldı ki özelleştirilme maskesi altında bazılarına peşkeş çekildiği basında zaman zaman yer almıştır. Gerçek değerinin çok altında satılanlar vardır. Sizlere bu meseleyi çeşitli açılardan arz ediyorum: Tekel'den günde 9 trilyonluk kaynak... Tek Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı ve Türk-İş Sendikası Genel Sekreteri Hüseyin Karakoç, Tekel'in devlete günde 9 trilyon lira kaynak aktardığını söyledi. Tekel'in özelleştirilmesinin tartışıldığı panelde konuşan Hüseyin Karakoç, "Tekel, bir dev, öylesine bir dev ki, tek başına 2 katrilyon liraya yakın kamuya kaynak aktarıyor. Günde 9 trilyon lira kasasına giriyor. Böyle muhteşem bir gelir doğrudan devletin elindedir. Bu para makinesinden vazgeçmek için insanın ya deli ya da kör olması gerekir. Devlet bir yandan gelirim yok diye kıvranıyor, borç üstüne borç yapıyor. Sonra da bir günde 9 trilyon lira kazandığı işletmesini elinden çıkarmaya bakıyor" dedi. Özelleştirme adı altında taşeron firmalarla GAP'ın İsrail'in, Akdeniz limanlarını Ermenilerin, Ege limanlarının Yunanistan'ın hakimiyetine geçmesi için yıllardır faaliyet vardır. Türkiye Avrupa Birliği'ne tam üye olmadığı gibi 2010 yılına kadar aday da değildir. Ama Gümrük Birliği Antlaşması bir sömürge anlaşması gibi işlemektedir. Yeşilay'ın ilgili makamlara yolladığı yazıya verilen cevaplardan biri şöyledir: TC DEVLET BAKANLIĞI (Sn. Rüştü Kazım Yücelen) ANKARA Sayı: B.02.0.009/229 22 OCAK 2001 TÜRKİYE YEŞİLAY CEMİYETİ GENEL BAŞKANLIĞI'NA İLGİ: 21.11.2000 tarih ve 2000/4782 sayılı yazınız. İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkında 11.01.2001 tarih ve 4619 sayılı Kanun, 20.01.2001 tarih ve 24293 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanun esas itibariyle, Türkiye ile Avrupa Topluluğu arasında imzalanan 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı uyarınca ticari nitelikli devlet tekellerinin kaldırılmasına yönelik düzenlemeleri içermekte, alkol ve alkollü içkilerin satışı, ithali, dağıtımı ve fiyatlandırılması da AB mevzuatına uyum çerçevesinde yeni esaslara bağlanmaktadır. Kanun ayrıca, 4250 sayılı yasada çeşitli nedenlerle günümüz koşullarında işlevlerini yitirmiş bulunan bazı maddeleri de yürürlükten kaldırmaktadır. Bilgilerinizi rica ederim. Rüştü Kazım Yücelen Dağıtım Başbakanlığa Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanlığına

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.