Yeraltı zenginliklerimiz

A -
A +

Yeraltı zenginliğimiz son yıllarda, IMF'nin de baskısıyla büyük ölçüde ihmal edildi. 1980 yılında madencilik sektöründe 200 bin istihdam, 2002 yılında artmak şöyle dursun, 100 binin altına düştü. Toplam sabit sermaye yatırımları için de kamu madenciliğinin payı 1981'de yüzde 4.5 iken; 2002'de binde 5'e düştü. (0.005) Özel madencilik yatırımlarının toplam sabit sermaye yatırımları içerisindeki payı 1981'de 0.03 iken 2001'de 0.0075'e düştü. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) 2004 yılında kara ve denizlerde petrol ve doğalgaz aramalarına büyük ağırlık vereceklerini ve ülkede didik didik petrol aranacağını açıklamıştır. Temennimiz bu sözün tutulmasıdır. Orta ve Batı Karadeniz, Ege, Akdeniz, İskenderun Körfezi ve KKTC ile Türkiye sahilleri arası zengin petrol rezervine sahiptir. Yalnız Güneydoğu Anadolu'da 18 ve yurt çapında 38 sondaj yapılması son derece azdır. ABD'de yıllık sondaj sayısı onbinlercedir. Son yıllarda yapılan 25 sondaj ise azın azıdır. Elektrik üretiminde doğalgaz kullanımı katlanarak artmaktadır. Doğalgaz üreticisi ülkelerde bile bizim kadar doğalgaz payı yüksek değildir. Önümüzdeki bir kaç yıl içinde Türkiye'nin tamamına doğalgaz verilme planı gerçekleşmelidir. Hidroelektrik ve yerli kömürün enerji üretiminde yüzde 40'a çıkması görüşü gerçekleşmelidir. Türkiye'nin linyit kömür rezervi 8.2 milyar tondur. Son yıllarda linyit üretimi 65 milyon ton dolayındadır. 45 milyon tonu, elektrik üretiminde olup payı yüzde 47'den yüzde 16'ya düştü. 1984 yılında çıkan 3096 sayılı yasa ile tüketici ve sanayici pahalı elektriğe mahkum oldu. Enerji ticari faaliyet alanına döndü. Kömürlü santralleri çevreye zarar vermeden çalıştıran ülkeler vardır. Örneğin Danimarka gibi. Kömürün payı Enerji üretiminde kömürün son derece büyük payı vardır. Polonya'da elektrik enerjisinin yüzde 96'sı kömüre dayalıdır. Danimarka'da yüzde 47, Almanya'da yüzde 52, Yunanistan'da yüzde 67, Çin'de yüzde 78, Avustralya'da yüzde 77 ve Hindistan'da yüzde 77'dir. Türkiye'de ise enerji (elektrik) üretiminde 2002 yılında kömürün payı yüzde 23, doğalgaz yüzde 50 ve hidroelektrik payı yüzde 17'dir. Dünyada enerji üretiminde kömürün ortalama payı yüzde 38'dir. Mayıs 2002'de termik santrallerin durdurulmasıyla aylık zarar 151 milyon dolar idi. Türkiye'de 53 çeşit maden ve mineral işleniyor. Üretim toplamı 150 milyon ton, yıllık ihracat 850 milyon dolardır. Yeraltı kaynaklarımız (madenler) 2 trilyon dolar olup, yeraltında yatmaktadır. Türkiye'nin ekonomik kurtuluşu ve refahı yeraltında esir olan madenlerin işletilmesi ile mümkündür. (Bilhassa bor, altın, toryum, kömür ve mermer) Türkiye, dünyanın en büyük bor rezevine sahiptir. Dünyanın bor ihtiyacını 400 yıldan fazla süre karşılayacak kapasitededir. Maalesef Türkiye tükettiği kömürün dörtte üçünü dışardan satın alıyor. 1 milyar 300 milyon ton taşkömürü rezervi ilgisizlik sebebiyle atıl durumdadır. Bu gidişle 2010 yılında 55 ve 2020 yılında 82 milyar metreküp doğalgaz alarak dışa bağımlı olacağız. Yerli petrol üretimi 12 yılda yarıya indi. 1991'de 4.5 milyon ton iken 2002'de 2.5 milyon tona geriledi. Geçmişte 200 arama yapılırken şimdi kuyu sayısı 20'ye düştü. Türkiye maden üretiminde 28. sıradadır. Oysa 50'den fazla maden varlığı ile dünyanın 10. maden zenginiyiz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.