Genelkurmay Başkanlığı'nca hafta içinde Afganistan'daki Türk birliğinin görev bölgelerine yönelik üç günlük geziye katıldık. 11 Eylül 2001'de 'İkiz Kuleler'e saldırıdan sonra, ilk fatura Afganistan'a kesildi. O günden bugüne sadece Taliban yönetimi devrildi. Ama şimdi onlarla da uzlaşma aranıyor. ABD ve müttefikleri, sırtını döndüğü anda Afgan toprakları yine narkoterör örgütlerinin güç, bölge ülkelerinin ise nüfuz savaşlarına sahne olacak. Eğer başlarını ağrıtacak yeni El Kaideler, Talibanlar, Usameler, Molla Ömerler ve uyuşturucu baronları çıkmasını istemiyorsa, BM, NATO, AB ve ABD Afgan halkına yardımcı olmak zorunda. Bunun yolu da güvenlik, eğitim ve yatırım projelerinden geçiyor. Türkiye, Afganistan için elinden gelenin en iyisini yapıyor. ISAF Kabil Bölge Komutanlığı görevini Kasım 2009'da üstlenen Tuğg. Levent Çolak komutasındaki Türk birliği, bir yandan Afgan askerlerini eğitirken diğer yandan Afgan halkının yardımına koşuyor. Onlar da Mehmetçiğin yanı sıra Türk polis ve imar timlerini bağrına basıyor. Yarın ne olacak? Bu soruya Devlet Başkanı Hamid Karzai bile cevap verecek durumda değil. Sovyet işgali, iç savaş ve ABD müdahalesi sonucu tüm altyapı ve az sayıdaki sanayi tesisini kaybeden Afganistan, şu anda harabe bir köy görüntüsü veriyor. Afganistan halkının çilesi de uzun süreceğe benziyor. Mevlana'dan günümüze... Acaba kaç kişi, "Mevlana'nın Afganistan'da doğduğunu, Cemal Paşa'nın Afgan ordusuna silah almak için gittiği Almanya'dan dönerken Tiflis'te bir Ermeni tarafından şehit edildiğini" biliyor? İngiltere'yi Orta Asya'ya sokmayan Afganistan, Sovyetler Birliği'ne de mezar olmuştu. Şimdi ayakta kalma mücadelesi veren Afganistan ile Türkiye'nin ilişkileri her zaman iyiydi. Afgan milleti, Mustafa Kemal ve diğer Türk subaylarının kurtuluş mücadelelerine desteğini hiçbir zaman unutmadı. Bağımsızlıklarını kazanır kazanmaz, Türkiye ile 1 Mart 1921'de Moskova'da İttifak Anlaşması imzaladı. Böylece Ankara hükümetini tanıyan ilk ülke oldu. Atatürk'ün önerisiyle 1937 yılında kurulan Sadabat Paktı ise dağılıncaya kadar Afganistan'ın hak ve çıkarlarını savunan tek uluslararası kuruluş olarak dikkat çekti. Afgan tazısı "27 Mayıs"a koştu 27 Mayıs 1960 ihtilali sonrasında açılan davalardan biri de "Köpek Davası" oldu. Afgan Kralı Zahir Şah'ın Cumhurbaşkanı Celal Bayar'a hediye ettiği Afgan tazısının Atatürk Orman Çiftliği'ne satışı yüzünden, Tarım Bakanı Nedim Ökmen'e 5 yıl ağır hapis, Bayar'a ise 4 yıl 2 ay hapis ve ebediyen memuriyetten men cezası verildi. Türkiye sevgisinin tezahürü Afgan halkı, "kara gün dostu" bellediği Türk milletini çok seviyor. Bunun önemli göstergelerinden biri Taliban'ın devrilmesinden sonra görüldü. O dönemde tüm büyükelçilikler yakılıp yıkılırken, Türk Büyükelçiliği'ne el sürülmediği ortaya çıktı. Afganistan için şimdi bir umut ışığı var. Umarız, ülkeler ve gönüllüler bu kez savaşmaya değil, güvenlik dahil eğitim ve yatırıma koşarlar. Yoksa "Asya'nın kalbi" Afganistan, dünyanın başını ağrıtmaya devam edecek!