Anayasa değişikliği ve vizyon sorunu

A -
A +

Anayasa değişikliği paketi tartışmaları, Turgut Özal'ı ve onun çok sevdiği "vizyon" terimini hatırlattı. Özal, hep bir adım önde olmayı severdi. Rakiplerini vizyonsuz olmakla eleştirir, "Onların hayalleri bizim icraatlarımıza bile yetişemez" diye takılırdı. AK Parti hazırladığı anayasa değişiklik paketini CHP, MHP ve BDP'ye sundu. BDP paketi değerlendirmeye alırken, CHP ve MHP inceleme zahmetine bile katlanmadan reddetti. Yüksek yargı başkanlarından birinin, "değişiklik önerileri anayasaya aykırı" derken, diğerinin "bizimle dalga geçiyorlar" tepkisi şaşırtıcıydı. Gerçekten bugün Türkiye'de bir vizyon eksikliği yaşanıyor. Hem muhalefet partilerinin hem de bürokratik muhaliflerin, AK Parti'nin attığı her adımı tartışmadan reddetmeleri anlaşılır gibi değil. Daha önce dile getirdiğimiz, "Muhalefet partileri yarın iktidar olduklarında anayasa değişikliği, yargı reformu ve terörün bitirilmesini istemeyecekler mi?" sorusu önemlidir. Atanmışların da artık bu ülkenin sahibi değil, hizmetkârı olduklarını kavramaları gerekiyor! ABD, büyüklükle sorumluluğu karıştırdı! ABD, büyüklük ve sorumluluk kavramlarını karıştırınca, Ermeni iddiaları yüzünden Türkiye ile ilişkileri gerildi. Obama yönetimi katkı yaptığı Zürih Protokolü'nü sorumluluk gereği desteklemek yerine, Ermeni tasarısına geçit verince, hem ikili hem de bölgesel politikalarda tahribata yol açtı. Türkiye'nin ABD yönetiminden beklentisi protokole destek olması. Bunun ilk göstergesi dış ilişkiler komisyonunda kabul edilen tasarının genel kurula getirilmemesi, ikincisi de Obama'nın 24 Nisan açıklamasında "soykırım" tabirini kullanmaması olacak. Türkiye, protokolle alınan mesafenin ABD yüzünden "Zero sum game"e yani, "herkesin kaybettiği bir oyuna" dönüşmesini istemiyor. Türkiye zaten imtiyazlı ortak! Almanya Başbakanı Angela Merkel, 29-30 Martta ülkemizi ziyaret edecek. Ziyaret öncesi yine Türkiye'nin tam üyeliğine karşı çıkarak "imtiyazlı ortaklık" fikrini savundu. Ama Sayın Merkel'in unuttuğu bir şey var. Türkiye, zaten 1996 yılında imzaladığı Gümrük Birliği anlaşması ile birliğin imtiyazlı ortağı. Bu yüzden de hedefi tam üyelik. Şansölye Merkel'in bir tereddüdü varsa, koalisyon ortağı Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle'e danışabilir. Westerwelle, Ocak 2010'daki Ankara ziyaretinde Türkiye'nin tam üyelik hedefini desteklemiş ve "Ben burada kısa pantolonlu bir turist olarak bulunmuyorum. Almanya Dışişleri Bakanı olarak konuşuyorum. Bizde ahde vefa vardır. Başta ne söz verdiysek onu tutarız" demişti.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.