Cumhurbaşkanı Gül inisiyatifi ele alıyor

A -
A +

2009 yılının son günlerinde Yargı ile TSK, Yargı ile MİT, TSK ile Emniyet, Emniyet ile Jandarma, Hükümet ile Yargı arasında problemler ve güvensizlik varmış gibi bir hava oluştu. "Kurumlar arası çatışma yaşanıyor" iddialarından rahatsız olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, duruma el koydu. Gül, 5 Ocak 2010 günü yasama, yürütme, sivil ve askerî yargı başkanları ile Çankaya Köşkü'nde bir araya gelecek. Toplantı, iddiaları giderecektir. Darısı muhalefetin tutumu yüzünden yapılamayan liderler zirvesinin başına. Türkiye'nin Bosna sevdası Türkiye, Bosna-Hersek'i bağımsızlığından bu yana destekliyor. Bunun son örneği 3-4 Aralıktaki NATO Dışişleri Bakanları toplantısında yaşandı. 3 Aralıkta düzenlenen akşam yemeğinde, Bosna-Hersek'e üyelik perspektifi verilmesi değerlendirildi. İngilizce alfabeye göre hazırlanan oturma düzeni sonucu, Ahmet Davutoğlu ve İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband yan yana geldi. Davutoğlu konuşmak için mikrofona uzanınca, iki masanın birleşme noktasına bulunan şarap dolu kadeh Miliband'ın üzerine döküldü. Miliband üzerini kurularken bu kez garson getirdiği yeni kadehi, İngiliz Bakan'ın üzerine boca etti. Olayı şaşkınlıkla izleyen diğer bakanlar, masaya bırakılan üçüncü kadeh de Miliband'ın üzerine devrilince, gülmeye başladılar. Bunun üzerine Davutoğlu, "This table is not stable=Masa istikrarsız" deyince, NATO Genel Sekreteri Rasmussen, "Like the Balkans=Tıpkı Balkanlar gibi" sözleriyle ortamı yumuşattı. Ardından Bosna-Hersek'e üyelik perspektifi verilmesi tartışıldı. ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya, "Bosna-Hersek, ülke bile sayılmaz. 'Constractive no=Yapıcı hayır' diyelim" görüşünü savundu. Diplomasi dilinde bu, "Üyelik perspektifi veremeyiz ama dışlamayalım da" anlamına geliyor. Davutoğlu bu görüşe, "Eğer bunu oya sunacaksanız veto ederiz. Saraybosna'ya gittiğimizde, 'NATO sizi Avrupa'nın ortasında kendi hâlinize bırakıyor, Müslüman olduğunuz için cezalandırıyor' mu? diyeceğiz. 'Bosna-Hersek ülke bile değil' diyorsunuz. Ama onu kuran anlaşmayı siz hazırladınız. Üstelik halen BM Güvenlik Konseyi Geçici üyesi. Bu yaklaşım çifte standarda girer" diyerek karşı çıktı. 15 ülke daha Türkiye'yi destekleyince, "üyelik perspektifi verelim" görüşü oluştu ve bildiriye de yansıdı. 2010'da neler olacak? 2009 yılı dışta küresel ekonomik kriz, içeride ise açılımların gölgesinde geçti. Ermeni, Kıbrıs, Kürt sorunu açılımları başlatıldı. 2010'da hedef, üçünü de çözmek... Ancak Ermenistan ile imzalanan protokollerin Karabağ'da çözüm şartına bağlanması, sıkıntı veriyor. Kıbrıs'ta da Yunanistan'ın tutumu ve nisan ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimleri belirleyici olacak. Kürt sorununun çözümü, Mahmur Kampı ve terör örgütünün tasfiyesi ise iç ve dış faktörlere bağlı. Süreci; atılacak yasal, ekonomik ve diplomatik adımlar kadar, Irak'taki seçim ve ABD'nin askerlerini çekmesi de etkileyecek. IMF ile anlaşma dâhil 2010 yılından beklenti oldukça yüksek. Bakalım ne kadarı gerçekleşecek?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.