Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Belgrat ziyaretinde Sırbistan Devlet Başkanı Boris Tadiç, tarihî ve kültürel bağların önemini gösteren bir olay anlattı. Müslüman nüfusun yoğun olduğu Sancak'ta, Boşnakların seçtiği iki müftü, Ramazan Bayramı namazının hangi camiden yayınlanacağı konusunda anlaşamıyorlar. Tartışma büyüyor ve Belgrat'a iletiliyor. Sırp yönetimi sorunu, yayının İstanbul'daki Süleymaniye Camii'nden yapılması kararı ile çözüyor. Sancak'taki gerginlik sevince dönüşüyor. Olay "eksen kayması" eleştirilerinin yersizliğini göstermesi bakımından önemli. Çünkü artık diplomatik satranç, Kafkasya, Orta Doğu ve Balkanlar'da Türkiyesiz oynanmıyor! Erdoğan LİBYA yolcusu Başbakan Erdoğan'ın, 23 Kasım'da Libya'yı ziyaret etmesi planlanıyor. Libya küresel kriz ortamında, Türk müteahhitlerinin yeni umudu. Geziyle, Kaddafi sendromu da aşılacak. Zira 1996 yılında dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın çadırdaki basın toplantısında, Kaddafi'nin suçlamalarına sessiz kalması krize yol açmıştı. O günden bu yana köprünün altından çok sular aktı. Ama Muammer el Kaddafi hâlâ başkan. Bakalım ziyaret, iki ülke ilişkilerine nasıl yansıyacak? IMF tebessümü ve beklenti Çoban yol kenarında koyunlarını otlatırken, lüks bir araba yanaşmış. Çok şık bir genç arabadan inip, "Kaç koyunun olduğunu bilirsem, birini verir misin?" diye sormuş. Çoban bir gence bir de koyunlarına bakıp kabul etmiş. Bilgisayarıyla uyduya bağlanan genç, bölgeyi tarayıp "983 koyunun var" demiş. Çoban, "Doğru, koyunu alabilirsin" karşılığını vermiş. Genç seçtiği koyunu arabaya götürürken, bu kez çoban sormuş: "Nerede çalıştığını bilirsem koyunumu geri verir misin?" Genç kabul edince çoban, "IMF'de uzmansın" demiş. Genç hayretle sormuş, "Nasıl bildin?" "Çok basit" diyerek devam etmiş Çoban: "Birincisi, buraya çağrılmadan geldin. İkincisi benim bildiğim bir şeyi, bana söylemek için benden bir koyun istedin. Üçüncüsüne gelince, yaptığın işten hiç anlamıyorsun. Çünkü köpeğimi aldın!" Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın açıklamaları, dikkatleri yeniden Türkiye-IMF görüşmelerine çevirdi. Anlaşmanın, Türkiye'nin özel şartları dikkate alınmadığı için geciktiği anlaşılıyor. Oysa kısa bir süre önce IMF Başkanı Kahn, kurumun geçmişte her ülkeye aynı acı reçeteyi yazmasını eleştirmiş ve "Artık ülkelerin özelliklerine odaklanacağız" demişti. IMF sözünü tutmalı. Yoksa hem erozyona uğrayan itibarını düzeltemez hem de fıkralara konu olmaya devam eder.