Başbakan Erdoğan karşı çıksa da CHP ve MHP, sonbaharda erken seçim olacak havası vermeye çalışıyor. Bu yüzden hükümetin attığı her adım seçimin ayak sesleri gibi sunuluyor. Örneğin emekli maaşlarına artış böyle yorumlandı. Muhtemel seçim, Cumhurbaşkanlığı seçimine de ışık tutacağından tartışmalar ilgi çekiyor. Ancak AK Parti'nin, "demokratik açılım, Kıbrıs, Ermeni sorunu ve IMF anlaşması" gibi konularda sonuç almadan seçime gitmesi beklenmemeli. Bu da muhtemel seçimin 2011 yılı ilkbaharından önce olmayacağını gösteriyor. THY'ye AIRBUS isyanı! Türk Hava Yolları (THY)'nın AIRBUS'tan 30 uçak alma kararı havacılık sanayinin tepkisini çekti. TAI, TEI, KALE KALIP, ALP HAVACILIK ve HAVELSAN, "Neden AIRBUS'tan offset iş payı alınmadı?" diye soruyor. Offset uygulaması, "ileri teknoloji üreten şirketlerin iş yaptıkları ülkelerin belirlediği firmalara iş yaptırması" anlamına geliyor. Böylece hem sanayi altyapısı destekleniyor hem de paranın önemli bir kısmı yurt içinde kalıyor. TAI Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı, 22 Aralık 2009 tarihinde, THY'den beklentilerini, "Bugün 200-250 olan sivil havacılık filosunun 2023 yılında 650-700'lere çıkacağı söyleniyor. Yani önümüzdeki 10-15 yılda Türkiye'nin 400 uçaklık yani 30 milyar dolarlık bir alımından söz ediyoruz. Offset kurallarını uygulamamız halinde Türk sanayi olarak, son derece ciddi bir istihdam, vergi, ihracat, dış ticaret dengesi gibi bir fırsat yakalamış durumdayız" şeklinde açıklamıştı. Sanayiciler, ilgili hükümet üyeleri, THY ve AIRBUS ile görüşmelerini sürdürüyor. Beklenti, yanlışın düzeltilmesi. Türkiye'nin menfaatlerini gözeten isyanın takipçisi olacağız. BM Genel Sekreterleri ve Kıbrıs Birleşmiş Milletler (BM)'in kuruluşundan bu yana 8 Genel Sekreter görev aldı. Bunlardan 6'sı Kıbrıs meselesiyle uğraştı. Sorunla yüz yüze gelen ilk Genel Sekreter 1962 yılında göreve gelen U Thant'tı. Ancak geride kalan 47 yılda hiçbir Genel Sekreter Kıbrıs'ta çözüm üretemedi. Bu sürede Varşova Paktı ve Sovyetler Birliği dağıldı, soğuk savaş sona erdi, iki Almanya birleşti. Çözüme en çok yaklaşan, Kofi Annan oldu. O da AB'nin verdiği sözleri tutmayıp, Rumları üyeliğe kabul etmesiyle hüsran yaşadı. 1960'ta Zürih ve Londra Antlaşmalarıyla kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti, 1963 yılından itibaren Rumların Türklere yönelik hak gasbı ve katliamları yüzünden işlemez hale gelmişti. 15 Temmuz 1974 tarihinde de Makarios'un Rumlarca devrilmesiyle fiilen sona erdi. Türkiye, "Garantörlük hakkı"nı kullanarak 20 Temmuz 1974'te Barış Harekâtı'nı gerçekleştirdi. Bu sayede Ada'da 36 yıldır kan dökülmedi. Yıl 2010 ve Talat-Hristofyas görüşmeleri, Ada'da çözüm beklentilerini artırıyor. Nisan ayında KKTC'deki seçimleri Mehmet Ali Talat da kazansa Derviş Eroğlu da kazansa, Türk tarafı masadan çekilmeyecek. Eğer Rumlar son anda yan çizmezse sorun, BM zemininde Genel Sekreterin iyi niyet misyonu ile çözülebilir. Bakalım, Ban Ki- Moon, tarihe Kıbrıs sorununu çözen BM Genel Sekreteri olarak geçebilecek mi?