Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, 25 Ocakta Balyoz darbe planı iddialarının Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nca araştırıldığını ve sonuçlarının kısa bir süre içinde kamuoyu ile paylaşılacağını vurgulamıştı. Aradan bir ay geçti. Acaba Kara Kuvvetleri, incelemesini tamamladı mı? Tamamlandıysa ne gibi tespitler yapıldı? Bunlar Orgeneral ve Oramirallerin katıldığı toplantıda değerlendirildi mi? İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın gözaltı ve sorgulama süreci nedeniyle, ulaşılan bulguların duyurulmaması söz konusu mu? Sorular, ancak Genelkurmay Başkanlığı'nca yapılacak açıklama ile cevap bulacak. Türkiye, Suriye mi? Yıl 1992... Hikmet Çetin, Dışişleri Bakanı Faruk El Şara'nın konuğu olarak Suriye'yi ziyaret etti. O sırada iki ülke ilişkilerine PKK terörü ve su sorunu yön veriyordu. Şam havaalanında Dışişleri Bakanı Çetin'e yöneltilen "Türkiye, Suriye'ye verdiği suyu arttıracak mı?" sorusuyla gergin başlayan gezi, iş birliği protokolü imzalanması ile sonuçlandı. Basın toplantısında Suriyeli bir gazeteci ülkesindeki rejimin sağlamlığını ima ederek, "Türkiye'de hükümet değişirse, bu anlaşma nasıl uygulanacak?" diye sordu. Bir an Bakan Çetin'le göz göze geldik. Yüzümüzde tebessüm vardı. Çetin soruya, "Demokrasilerde devletin devamlılığı esastır. Bizden sonra gelen Türk hükümetleri de bunun takipçisi ve uygulayıcısı olacak" karşılığını verdi. Evet, demokrasilerde devletin devamlılığını sağlamak hükümetlerin temel görevidir. Muhalefet de buna eleştiri ve önerilerle katkı sağlar. Bürokratlar ise hükümetlerce oluşturulan politikaları uygular. Ama bugün Türkiye'de "durumdan vazife çıkaran" siyasi ve bürokratik muhaliflerin, AK Parti hükümetinin attığı her adımı tartışmadan reddetmeleri anlaşılır gibi değil. "Muhalefet partileri yarın iktidar olduklarında Anayasa değişikliği, yargı reformu ve terörün bitirilmesini istemeyecekler mi?" sorusu önemlidir. Sivil ve asker bürokratların da artık bu ülkenin sahibi değil, hizmetkârı olduklarını kavramaları gerekiyor! Sessizliğin efendisi komutan Balyoz darbe planı iddiası kapsamında emekli Korg. Engin Alan da gözaltına alındı. Alan, Tuğgeneralliğinde Azerbaycan'da zor bir dönemde 4 yıl askerî ataşe olarak çalıştı. Dönemin Devlet Başkanı Haydar Aliyev'in kendisine duyduğu güven ve sevgi sayesinde, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin geliştirilmesine katkıda bulundu. Tümgeneral rütbesi ile de 4 yıl Özel Kuvvetler Komutanlığı yaptı. Bu dönemde terörist başı Abdullah Öcalan Kenya'da ve sağ kolu Şemdin Sakık da Irak'ta yakalanarak Türkiye'ye getirildi. Korgenerallikten emekli olunca önce ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanlığı'na ardından da halen yürüttüğü TSK Güçlendirme Vakfı Genel Müdürlüğü'ne getirildi. Bugüne kadar ne Azerbaycan görevi, ne terörist başı ne de Sakık'ın yakalandığı operasyonlar hakkında hiç konuşmadı. Devlet adamı vakarı ile sessizliği seçti. Yargı kararı ile sabit olunca, suçlular tabii ki cezasını çekmeli. Ama hayatının her anını millete hizmete adamış insanların incitilmemesine de özen gösterilmeli.