Kriz yönetimi ve diplomatik saygınlık

Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman ve Yardımcısı Danny Ayalon'un Büyükelçi Oğuz Çelikkol'a kurdukları "İbranice altyazılı, diplomatik tuzak" Türkiye'yi değil, İsrail'i alçalttı. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül, diplomatik seviyesizliğe, aşama aşama koordinasyon içinde tepki gösterdiler. Kurumlar arası uyum ve soğukkanlılık, İsrail'e geri adım attırdı. Davos'un yıl dönümünde bu kez Cumhurbaşkanı Şimon Peres, İsrail iç politikasına Türk Büyükelçisini alet etmeye çalışan Lieberman ve Ayalon'a, "One Minute!" dedi. Ayalon'un özür dilemesi ile diplomatik problem çözüldü. Türkiye'nin dış politikada artan saygınlığı da sorunun çözümünde izlediği, "kontrollü kriz yönetimi" ile perçinlendi. Bakalım, Türkiye-İsrail ilişkilerinde derinleşen çatlak nasıl kapatılacak? Ermenistan "köprü"yü geçti... Ermenistan Anayasa Mahkemesi, Türkiye ile imzalanan protokolleri Anayasa'ya uygun bularak onayladı. Mahkeme'nin protokoldeki "Ortak Tarih Komisyonu" kurulması kararını, Anayasa'ya aykırı bulabileceği ifade ediliyordu. Ancak korkulan olmadı ve Ermeniler tabu kabul ettikleri "soykırım iddialarını" tartışmayı kabullenerek, âdeta sırat köprüsünden geçtiler. Ermenistan'dan gelen haberi memnuniyetle karşılayan Türkiye'nin beklentisi, ABD, Rusya ve Fransa'nın eş başkanlık yaptıkları Minsk Grubu'nun Karabağ'da çözüm sürecini hızlandırması. Aksi takdirde, Türkiye, protokollerin onaylanmasını Karabağ'da ilerleme şartına bağladığı için uluslararası baskıyla karşı karşıya kalacak. Mardin açılımı Türkiye, diplomatik alanda köklü bir değişim yaşıyor. Halktan kopuk olmakla eleştirilen Dışişleri Bakanlığı ve Türk dış politikası, Ahmet Davutoğlu'nun 34 diplomat ve aileleriyle birlikte Mardin'e yaptığı ziyaretle yeni bir döneme girdi. Üstelik Dışişleri Bakanlığı yöneticileri, ilk kez Ankara dışında toplantı yaptı. Davutoğlu, diplomatları hem Mardinlilerle hem de "kadim" Anadolu kültürü ile tanıştırdı. Mardin toplantısını Edirne, Artvin, Van, Kars gibi sınır illerinde yapılacak başka toplantılar izleyecek. "Monşer" yakıştırması da diplomatların sıcak sohbetleri, esprileri ve halayları eşliğinde Mardin'de tarih oldu. Sayısal Ortamda Savaş ve Genelkurmay Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast yapılacağı ihbarının internetteki Skype yazılımı aracılığıyla "1230606" nolu telefon hattı kullanılarak ABD'den yapıldığı açıklanmıştı. Olay "Sayısal Ortamda Savaş"ın tipik bir örneği. Bilişim korsanları, Ankara'dan ya da dünyanın herhangi bir yerinden açılmış telefonu ABD'den yapılmış gibi gösterebiliyorlar. Genelkurmay Başkanlığı da başından itibaren "ihbar telefonunun ABD'den geldiği" iddiasını hiç inandırıcı bulmamış. Teknolojisi sayesinde bu yönlendirmenin yapılabileceğini değerlendiren Genelkurmay, ihbarın "halka açık Alo-155'e değil, direkt Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'ne yapılmış olmasını" sorguluyor. İhbar yöntemi ise bir kere daha "Türkiye, Sayısal Ortamda Savaş'a hazır mı?" sorusunu akıllara getirdi.