1950 seçim kampanyası sırasında Kocaeli'de bir Demokrat Partili, "İsmet Paşa asker kaçağıdır" diyerek propaganda yapıyor. O dönemde kendisi de DP çatısı altında siyaset yapan Turan Güneş, yakından tanıdığı bu kişiye "İsmet Paşa adı üzerinde paşa, yani bir asker. Harp Okulu mezunu, milli mücadele kahramanı ve Atatürk'ün silah arkadaşı. Nasıl asker kaçağı olabilir?" diye soruyor. Demokrat Partili siyasetçi şu karşılığı veriyor: "İsmet İnönü'nün kim olduğunu biliyorum. Ayrıca Kocaeli'yi de düşman işgalinden kurtaran komutanlardan biridir. Ama vatandaşlara, 'CHP'ye oy vermeyin' diyeceğim ya, bunu en kısa yoldan anlatmak için (İsmet Paşa asker kaçağı!) diyorum." Referanduma 16 gün kaldı. Ama hem meydanlarda hem televizyon tartışma programlarında Anayasa değişiklik paketinin içeriği tartışılamadığı için vatandaş hâlâ neye 'evet' ya da 'hayır' diyeceğini bilmiyor. Yukarıdaki anekdotta olduğu gibi, muhalefet partileri vatandaşa 'neden hayır' dediklerini anlatmakta zorlandıkları için AK Parti'yi, demokratik açılım üzerinden ve son günlerde de PKK terör örgütü ile pazarlık yapıldığı iddialarıyla vurmaya çalışıyor. AK Parti yöneticileri de benzer üslupla karşılık verince referandum, bir anda iktidara güven oylaması, 2011'deki genel seçim ve 2012'deki Cumhurbaşkanlığı seçimi provasına dönüştü. O yüzden bana soranlara şunu söylüyorum: "Anayasa değişiklik paketine oy verecekseniz, 'hayır' demeyi gerektirecek bir şey yok. Ama hükümete oy verecekseniz, memnunsanız 'evet' dersiniz, değilseniz 'siz bilirsiniz.' Bu, demokratik hakkınız!" Heron'un gündeme getirdiği kritik soru PKK'lı bilgisayar korsanlarının Heron İnsansız Hava Araçlarını (İHA) düşürmeye çalıştığı, İsrail'in de ürettiği bu İHA'ları istediği gibi yönlendirip, aracın kaydettiği bilgileri çaldığı ileri sürülüyor. Özellikle PKK'lı hackerlerin yargılanması sürecinde "Türkiye siber savaşa hazır mı?" sorusuna cevap aranacak olması önemli Çünkü Türkiye'nin, henüz "milli bir siber savaş politikası" olmadığı için kurumlar kendi tedbirlerini alıyor. Belki bu iki olaydan ders çıkarılır ve gerekenler yapılır! Vali Yüksel, Ankara'da çıta yükseltti Başkent'te vali olmak kolay değildir. Karşılama ve uğurlamalardan başlarını kaldıramazlar. Bu yüzden vatandaşların ve şehrin sorunlarıyla ilgilenmeye yeterince fırsat bulamazlar. Ama Alâaddin Yüksel bunu değiştirdi. Devletin bürokratik yüzü olmak yerine, güler yüzlü ve halkla iç içe olmayı seçti. O yüzden de Valilik'teki halk günü ile yetinmeyerek ilçeleri, köyleri ve beldeleri ziyaret etmeye başladı. Yüksel'in en büyük hedefi ise 2020 EXPO'sunun nisan ayında 'Çocuk' teması ile Ankara'da yapılması. 23 Nisan 2020'de dünyanın her yerinden 100 bin çocuğun Başkent'te ağırlanması için de çalışmaları başlattı. Vali Yüksel, Ankara'ya çağ atlatacak Bilişim Vadisi Projesi'ni de gündeme aldı.