Tarihten çıkarılan Füze Kalkanı dersi

A -
A +

Yıl 1957. 16-19 Aralık günlerinde Paris'teki NATO zirvesinde ABD'nin nükleer silah başlıklarını, ittifak üyesi ülkelerde depolaması kabul edildi. Ancak depoları Amerikan askerleri koruyacak ve onlardan başka kimse buralara giremeyecekti. NATO'nun onayı ve ABD'nin izni olmadan üye ülkelerin bu silahları kullanmaları söz konusu değildi. Daha sonra Genelkurmay Başkanlığı görevini üstlenecek olan Cemal Tural'ın bir denetleme sırasında, Türkiye'deki depoya girmesine izin verilmemişti. Aslında üye ülkeler bu harp başlıklarına el koysalar bile ABD'nin izni olmadan kullanmaları mümkün değildi. Çünkü her birinin üzerine PAL (Permissive Action Link) denilen nükleer silahı aktive edecek kodlama sistemi vardı. Uzmanlar bu kodlar girilmediği sürece füzelerin fırlatılsa bile taş gibi yere düşeceğini belirtiyor. Dünya basınında zaman zaman ABD'ye ait bu silahlardan Türkiye'de halen 90 civarında olduğu yönünde haberler çıkması da hâlâ manidar. Yıl 1962. 23 Ekimde patlak veren Küba krizinde, kamuoyundan gizlenerek Türkiye'ye yerleştirilen Jüpiter füzelerinin sökülmesi Ankara'nın başını ağrıttı. ABD, Türkiye'ye danışma gereği bile duymadan füzeleri söküp götürdü. Oysa füzelerin varlığı Türkiye'yi, Rusya'nın nükleer hedefi haline getirmiş, sökülmesi de savunmasız bırakmıştı. Yıl 2010. 19-20 Kasım günlerinde Lizbon'da ilke kararı alınan NATO Füze Savunma Sistemi karar mekanizmasında Türkiye'nin görev alma kararlılığının altında bu iki tarihî olaydan çıkarılan dersler yatıyor. Sarkozy'ye kritik sorular Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, NATO Zirvesi'nde hayal kırklığına uğradı. Füze Kalkanı'nın "İran'a veya Orta Doğu'dan gelecek tehditlere" karşı kurulacağının açıkça yazılmasını istemişti. Sarkozy, bunu engelleyen Türkiye'ye tepkisini, "Biz kediye kedi deriz, bugünün füze tehdidi İran'dır" şeklinde dile getirdi. Bu çıkış bana, eski Alman Şansölyesi Helmut Kohl'ün bir bakanlar kurulu toplantısındaki "Ben muzu soyulmuş severim" sözünü hatırlattı. Kendi bakanlarının bile Kohl'le "Hadi ya!" diye dalga geçtikleri yansımıştı. Acaba "gerçekçiyiz" mesajı veren Sarkozy, ülkesindeki "tescilli PKK teröristlerine" ne diyor? Veya Türkiye'nin AB'ye tam üyelik hakkını desteklemek yerine, "Her şey tamamlansa dahi referanduma başvurulmalı" gibi işi yokuşa sürme tarzını nasıl açıklıyor? PIGS esprisi kâbusa döndü PIGS. Yani, "Domuzlar." Bu sözcük, AB'yi ve dünya finans çevrelerini zora sokan 4 ülkenin uluslararası isimlerinin baş harflerinden oluşuyor. Bunlar, "Portugal (Portekiz), Irland (İrlanda), Greece (Yunanistan) ve Spain (İspanya)". Kısaltma ile bu ülkelerin aşırı borçlanma ve karşılıksız tüketme zevkine daldıkları vurgulanıyor. IMF ve AB, Yunanistan'ın ardından İrlanda için kollarını sıvadı. Sırada Portekiz ve İspanya var. Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya diken üstünde. Çünkü bu ülkeler batarsa, sıra onlarda. Türkiye ise sağlam finans yapısı ile AB üyesi olmamanın rahatlığını yaşıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.