Yunanistan'daki ekonomik kriz

A -
A +
Yunanistan'daki ekonomik kriz

Yunanistan'da geçtiğimiz günlerde hükümetin aldığı ekonomik tedbirleri protesto eden göstericilerle polis arasında arbede yaşanmıştı. Gazeteci olarak farklı zamanlarda Yunanistan'ın şehir ve adalarına gittim. Başkent Atina'dan başlayıp Selanik ve Batı Trakya üzerinden Türkiye'ye uzanan kara yolculuğu yaptım. Dikkatimi en çok Yunan halkının eğlenceye düşkünlüğü ve ülkede ciddi üretim tesisleri olmaması çekmişti. Hizmet sektöründe çalışanların büyük çoğunluğu ise diğer Balkan ülkelerinden gelen insanlardı. Her yerde lüks tüketim malları göze çarpıyordu. Geceleri çılgınlar gibi eğlenen Yunan halkı acaba ne zaman dinleniyor, uyuyor, çalışıyor ve üretiyordu? Türkiye'den göç eden ve Yunanistan'da gazetecilik yapan Rum meslektaşlarımız, şaşkınlık dolu sorularımıza gülerek, "Kafe, bar ve diskolardan işe, oradan da siestaya gidiyorlar. Bu çılgın hayatın gerisinde AB üyeliği yatıyor" demişlerdi. Yunanistan birçok kez ithal ettiği ürünleri kendi ülkesinde üretilmiş gibi göstererek AB fonlarından haksız kazançlar elde etmişti. Ama her seferinde AB bunlara göz yumdu. Ta ki, sistem Yunanistan'ı taşıyamaz hale gelinceye kadar. Şimdi AB Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve IMF, hazırladıkları acı reçeteyi, Papandreu hükümeti aracılığı ile uygulayacak. Yunan halkı ayakta. Alıştıkları lüks hayatın ellerinden kaymasına isyan ediyorlar. Ama yeni durumu kabullenmekten başka çareleri yok. Çünkü biz bu filmi daha önce görmüştük! Pusula Ege'de barışı gösteriyor Başbakan Erdoğan 19 Nisanda başlayan Anayasa değişikliği maratonundaki yorgunluğu üzerinden atamadan 14-15 Mayısta Atina'yı ziyaret edecek. Zor günler geçiren Yunanistan'a Türkiye'nin dostluk elini uzatarak moral verecek. Erdoğan'ın geçen yıl 30 Ekimde Papandreu'ya gönderdiği iki ülke ilişkilerinin "karşılıklı saygı ve anlayış temelinde geliştirilmesi" arzusu da somutlaşacak. Bunun en büyük göstergesi ise Ege açılımı olacak. Başarılması, yaşanan gerginliklerin sona ermesi anlamına geliyor. Yunanistan "evet" derse, Ege'de "it dalaşı"nın yerini dostluk ve ticaret alması hayali gerçeğe dönüşecek. Rusya isterse mesele çözülür Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, 11-13 Mayıs günlerinde ülkemizi ziyaret edecek. Görüşmelerde Karabağ sorunu ve Ermeni protokolleri de gündeme gelecek. Diaspora yüzünden şimdiye kadar Ermeni sorununu çözebilecek ülke olarak ABD öne çıktı. Oysa Rusya 1774 yılındaki Küçük Kaynarca Anlaşmasından bu yana içinde yer aldığı sorunu en iyi bilen ülke. Rusya isterse, hem Dağlık Karabağ hem de Ermeni meselesini çözebilir. Bakalım Medvedev bu konuda ne yapacak?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.