Davos'a hiç gittiniz mi? Değmez! Bizim medya sayesinde, önümüzdeki hafta gitmiş gibi olursunuz. Davos, İsviçre'de bir kasaba. Kasaba, web sitesinde dünyaya kendini "Küresel Köy" (Global Village) olarak tanıtıyor. "Dünya" denilen gezegenimiz de bir kısım vizyon ve misyon sahibi fikir erbabı tarafından aynı şekilde tanımlanıyor. Her sene "Dünya Ekonomik Forumu" (World Economic Forum) toplantıları dolayısıyla bir kısım elit zevat orada toplanıyor. Davos etkinlikleriyle birlikte, bir Davos paparazziliği türedi. "Neler yendi, neler içildi, neler giyildi?" konusunda detaylı olarak bilgileniyoruz. Toplantıların fikir babası Dr. Klaus Schwab, kasabayı küresel bir marka haline getirmiş. Bu yılın teması "Zor tercihler için sorumluluk üstlenmek "(Taking responsibility for tough choices) diye belirlenmiş. Toplantı, nitelik itibariyle küresel gündemi esas alan bir "forum" olmasına rağmen, bu forumda herkes sesini duyuramıyor. Davos'ta "Zor tercihler tam olarak neleri kapsıyor? Zor tercihleri kim belirliyor? Rolleri ve sorumlulukları kim dağıtıyor?" gibisinden aykırı soruları soramazsınız. Davos'ta geçerli olan kural, bizim dilimizde, "Paran kadar konuş!" biçiminde formüle edilmiş. Ünlü spekülatör George Soros, geçtiğimiz yıllarda Davos'ta küreselleşmenin bazı çıkmazlarını vurguladığı için aforoz edildi. Davos toplantılarında ne öğrenebilirsiniz? Bize göre iyi bir gözlemci bu toplantıları izlerken, "Dünya nereye gidiyor, nereye götürülmek isteniyor? Uluslararası iş bölümü nasıl yapılandırılıyor? Bu iş bölümünde benim ülkeme düşen rol nedir?" türünden sorulara cevap bulabilir. Bu yıl "Küresel Yönetişim" (Global Governance) başlığı altında oturumlar düzenlenecek. Davos'ta birilerinin ortaya fırlayıp "Kralın elbiseleri yok; kral çıplak" diyebilmesi gerekiyor, ama bu mümkün değil. Mümkün olabilseydi, bir taraftan toplumsal bir deşarj sağlanırken, diğer taraftan sağlıklı düşünmenin yolları açılabilirdi. Küreselleşme matruşkası... Gerçekten, içinde yaşadığımız çağın en büyük ve en karmaşık kara kutusu "küreselleşme" adı verilen süreç. Küreselleşme denilen mega "kara kutu", tıpkı "matruşka" denilen bebekler gibi, iç içe geçmiş "kara kutu"lar olarak programlanmış. Deşifre edilebilmeleri için çok terlemek gerekiyor. Uluslararası iş bölümünün yeniden yapılandırıldığı ve sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir dünyada, her zaman geçerli, her zaman doğru kavramlar bulabilmek son derece güç ve neredeyse imkansız. Davos toplantıları vesilesiyle küreselleşme karşıtları da alternatif etkinlikler düzenliyor, stres atıyor, küreselleşmenin cılkını çıkarıyorlar. Daha önce de vurgulamıştık, küreselleşme söz konusu olduğunda içinde yaşadığımız dünyanın kabaca beş parçaya bölündüğünü görüyoruz: * Küreselleşmeyi lanetleyenler * Küreselleşme olarak bilinen süreci kurgulayanlar, tapanlar ve taptıranlar * Küreselleşmeyi üreten akla tapanlar * Küreselleşmenin nimetlerine tapanlar * Küreselleşmeyi üreten aklı anlamaya çalışanlar *** "Güneşe tapılan bir toplumda ışınların kırılma kanunları iyi anlaşılmaz."mış... Dolayısıyla, küreselleşmeye "tapmak" yerine onu anlamaya çalışmak, galiba en sağlıklı yol.