Dünyada kalbin gıdası...

A -
A +

Dünya ve âhiret, insanın iki hâlinden ibarettir: Ölümden önce olup, ama ona çok yakın olana "Dünya" ölümden sonra olana ise "Âhiret" denir. Dünyadan maksat, âhiret için azık toplamaktır. Çünkü, insan yaratıldığı zaman sade ve noksan yaratılmıştır. Fakat, kemâle gelmek ve meleklerin hâlini kalbine nakşetmek liyakatindedir. Böylece Allahü teâlâya lâyık kul olur. Bu; hidâyete kavuşmak, yahut Allahü teâlânın cemâlini seyredenlerden olur mânâsındadır. Onun nihai saadeti budur. Cenneti budur ve o, bunun için yaratılmıştır. Gözü açılmayınca seyredemez ve O cemâli idrak edemez. Bu ise mârifetle elde edilir. Allahü teâlânın cemâlinin mârifetinin anahtarı, onun yaptığı, yarattığındaki şaşılacak hâllerin bilinmesidir. Bunun anahtarı, önce insanın duygularıdır. Bu hisler, duygular ancak, su ve topraktan meydana gelmiş bu bedende bulunurlar. O hâlde, bunun için su ve toprak âlemine düştü. Ancak bu şekilde, bu azığı elde eder, hisleriyle kendinin dışında olanları bilir. Kendini tanımak anahtarı ile de, Allahü teâlâyı tanımaya kavuşur. Bu hisler onda olduğu ve faaliyet gösterdikleri müddetçe o kimseye, "Dünyadadır", derler. Hislere vedâ edip kendi zâtı ve zâtına ait sıfatları kalınca ona, "Âhirete gitti", derler. O hâlde insanın dünyada bulunmasının sebebi budur. Dünyada kalbin gıdası, Allahü teâlâyı tanımak ve sevmektir. Çünkü, her şeyin gıdası tabiî hususiyetine uygun olur. Helâkinin sebebi, Allahü teâlâdan gayrı şeylerin sevgisine dalmaktır. Bedeni, kalb için korumak lâzımdır. Yoksa, beden fânidir, kalb bâkidir. Hacıyı hacca götüren deve gibi, beden de kalbin binek hayvanıdır. Deve hacıya lâzımdır, hacı deveye değil. Eğer hacca giden bir kimsenin deveyi yanında bulundurması icabediyorsa, yemini, suyunu, örtüsünü Kabe'ye varıncaya kadar tedarik etmesi lâzımdır. Bundan sonra onun sıkıntısından kurtulur. Deveye gereğinden fazla zaman ayırırsa, esas işi olan hac vazifesini yerine getiremez. Demek ki, insana dünyada iki şey lâzımdır: Biri, kalbi öldürücü sebeplerden koruması ve manevi gıdasını tedarik etmesi, diğeri de, bedenini helâk edici, öldürücü şeylerden koruması ve maddi gıdasını elde etmesidir. NOT: Hakk'ın rahmetine kavuşan yazarımız Mehmet Oruç'un vefatından önce kaleme aldığı yazılarını yayınlamaya devam ediyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.