Dünyada söylenmemiş hikâyeler

A -
A +

Bir gün İngiliz Büyükelçi Sultan Abdülhamid Han'a gelir. Elçi, heyecanla huzura girer ve Musul civarındaki kazılardan birinde murassa bir kılıç getirir. Kılıç kırıktır, fakat sapı ise çok değerli taşlarla işlenmiştir. Elçi, bir deprem sırasında toprağın çöktüğünü, bir parçasının çok derinlere gittiğini, geri kalan parçanın da kazılarda bulunduğunu söyler. Sultan, elçiye ihsanda bulunur ama kendi istihbaratınca böyle bir kılıcın bulunduğu bilgisi verilmeyince şüphelenir. Sultan, hatıra defterinde olayı şöyle özetler; "Ya haber alma teşkilatımız işlemiyor, ya da bana bilmediğim bir oyun oynanıyordu. Çarşı esnafından, işten anlayan kişilere kılıcı gösterdim. Bunlar, bu kılıcın eski bir kılıç değil, eskitilmiş bir kılıç olduğunu söylediler!" * Sultan Abdülhamid Han, gerçeği öğrenince kimseye bir şey hissettirmeden adamlarından bilgi ister. İngilizler, Musul ve Bağdat'taki kazı çalışmalarını bırakıp, kuyular açmaya başlar. "Beni, dürüstlüklerine inandırmak istiyorlar, böylece daha rahat çalışma imkânını elde etmek, kıymetli taşlarla donanmış ve eski diye bana sunulmuş kılıç da bu güveni bende artırmak içindi. Aradıkları kırık küpler, küçük heykelcikler değil, Petroldü!" diyen Sultan Abdülhamid Han, daha önceleri de İngilizlerin, Romanya'da kuyular açtıklarını ve petrol bulduklarını biliyordu. * Sultan, İngilizlerin Musul ve Bağdat'ta açtıkları kuyuları kapattırır. İngilizler bu duruma oldukça bozulur... "İngilizler, Cemalleddini Efgani yolu ile Hilafet meselesini kurcalamaya başladılar. Hicaz Emirini ele geçirerek maksatlarına ulaşmak istiyorlardı. Ben de buna karşılık, büyük bir derviş kafilesini Hindistan Müslümanları arasına gönderdim. İngilizler, buna Girit derdini çıkarmakla karşılık verdiler. Daha da ileriye giderek, Rusya ve Fransa'yı da yanlarına alarak beni tahttan düşürmeyi denediler" diye hatıra defterinde olayı nakleden Sultan Abdülhamid Han, Rusların, İngilizlerin teklifini sert bir dille ret ettiğini belirtir. * Gazeteci İsmet Bozdağ'ın Sultan Abdülhamid Han'ın Hatıra Defteri adlı eserindeki bu olayı neden yazdım? Geçen hafta bazı gazetelerde, 'Sultan Abdülhamid Han kabri başında anıldı" başlığıyla yayınlanan bir haberdeki fotoğrafta üç-beş kişinin katıldığını görünce bu yazıyı yazdım... Kızıl Sultan iftirasını atan, Sultan Abdülhamid Han için dünyada 'söylenmemiş' hikâyeler uydurarak tarih yazanlar, okuyanlar acaba bunlardan haberdar mıdır?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.