Geçen haftaki yazımızda, Tony Blair'in Bir Yolculuk adlı kitabında iktidarda geçirdiği on yılı özetleyen hatıralarından bahsetmiştik... Blair'in analizleri CHP kanadında bir hayli okunmuşa benziyor... Çünkü, geçen hafta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Blair'in hatıralarını okuduğunu ve bütün partililerine de bu eseri okumalarını tavsiye etti... PKK terör örgütü ile nasıl bir müzakerenin yapılacağı bu ülkede 30 yıldan beri tartışılıyor ama bir türlü yolun ortası da bulunamıyor... Blair, döneminde başlayan IRA görüşmelerinden bir formül çıkartmaya çalışan Kılıçdaroğlu, projenin detaylarına indiğinde görecektir ki, Blair formülüne dayanılarak evde yapılacak bir hesabın çarşıya uymayacağını belirtmekte fayda var... Çünkü, IRA örgütünün ardında dış devletlerin desteği yoktu ve başka ülkelerin taşeron örgütü değildi... Blair iktidara geldiğinde ülkedeki IRA ile ilgili durumu şöyle özetliyor; - Britanya yıllar boyunca sabahları, terörist saldırıları, mezhep cinayetleri, öldürülen askerler ya da Birlikçiler ile Milliyetçiler arasındaki çatışma haberleriyle uyandı... * "Başbakan olmadan önce bile strateji geliştirmeye çalıştım. İşçi Partisi lideri olunca ilk yaptığım işlerden biri, uzun zamandan beri devam eden Kuzey İrlanda politikamızı değiştirmekti" diyerek bu durumu çözmeyi kafasına koyan Blair diyor ki; -Çatışmaya hoşgörüyle bakmak artık kimsenin çıkarına değil. İşçi Partisi uzun yıllardan beri, birleşmiş İrlanda'ya inandığını ve bu konuda tarafları ikna edebileceğini söyleyerek, Birlikçiler ve Milliyetçiler arasında bir barış anlaşması sağlamaya çalışıyordu. Blair, çizdiği çözümü şöyle tarif ediyor; -Kuzey İrlanda politikalarının tehlikeli çalılıklarında örülmesi gereken zorunlu hileli yoldan ve birçok şekilde tarif edilmesinden -tali, gizli ve yüzeysel- kaynaklandı. Ama daha büyük neden, kamuoyunun, siyasi liderlerin gerçekten yardım etme fikrini zor kabul etmesi genel görüşüdür... Ve sonuçta uzun müzakereler dönemi sürüp gider... Blair'in ise tek şartı IRA'nın silahı bırakması ve teslim olmasıdır... Zaman zaman IRA eylemlerini devam ettirmesiyle görüşmeler zora girse de bu problemleri dokuz yıl süren müzakerelerle kararlılıkla çözüyorlar... Blair bir hususta uyarmayı da ihmal etmiyor ve diyor ki; -Aslında IRA silahlarını atsa bile her zaman yenilerini alabilirdi. Yani barış aslında silahların tahribatına değil, zihinlerin tahribatına bağlıydı... * Prof. Dr. Erol Kurubaş ise diyor ki; - IRA-ETA-PKK arasında öteden beri birtakım benzerliklerden hareketle mukayeseler yapılagelmiştir... Bir başka deyişle, ETA Bask etnik kimliğinin, IRA Katolik İrlanda kimliğinin ve PKK Kürt etnik kimliğinin inkâr ve asimilasyonuna tepki olarak doğmuş ve bu sorunları çözmenin tek yolunun kendi bağımsız devletlerini kurmaktan geçtiğine inanmış, bunun için de silaha başvurmuştur. IRA ve ETA örnekleriyle ve reçeteleriyle PKK'yı çözmeye çalışmanın beyhude olduğunu artık söylemeye gerek var mı? Muhalefet ve basın terör üzerinden siyaset yapmayı bıraktığı ve iktidara her türlü desteği vererek ortak akıl oluşturmaya karar verdiği gün bu ülkede terör de elbet çözülecektir...