ABD ve AB ne yapıyor?

A -
A +

Dünya 2008 Krizi'ni henüz atlatamadı. Türkiye teğet geçti ama risk henüz bitmedi.

2008 Mortgage Krizi her ne kadar ABD'de çıkmışsa da tüm dünyayı etkiledi. Petrol başta olmak üzere bütün emtia ve tarım ürünü fiyatlarında büyük artışlar oldu. Çin ve Hindistan gibi ülkelerde gerçekleşen ekonomik büyüme bu ürünlere talebi arttırdı. Altın ve petrol gibi maddeler tarihin en yüksek değerini kazandı. ABD Dolarının değeri, diğer para birimleri karşısında önemli ölçüde düştü.

ABD yaşadığı 2008 Krizi'nin faturasını karşılıksız para basıp dünyaya çıkardı. Paranın bollaşması ve Doların değer kaybetmesi bilhassa kalkınmakta olan ülkelerin işine yaradı. 2013 yılına kadar sürdü bu para bolluğu.

2013 yılında ABD enflasyonu ve işsizliği makul seviyelere çekti. Ardından karşılıksız para basmasına imkân veren tahvil alımını durdurma kararı aldı. Daha sonra da yüzde 0 (sıfır) seviyesindeki faizi arttıracağını açıkladı. FED'in bu kararı bol para ve düşük faize alışmış dünya ülkelerini panikletti. Asya ülkelerinin durumu da üç aşağı beş yukarı aynı. Çin büyüme rakamlarını revize etti. Japonya para basarak vaziyeti idare etmeye çalışıyor. Para basmakla ekonominin düzelmeyeceğini onlar da biliyor ama dedim ya; ayakta kalma çabası!
2008 Krizi'nden sonra dünya ticareti önceki döneme göre yarı yarıya azaldı. Çalışanların maaşları düştü. İşsiz sayısı arttı. Önümüzdeki beş sene dünya ekonomisindeki büyümenin daha da yavaşlayacağı tahmin ediliyor.

Ateş Çemberi

Rusya, Ukrayna, Irak, Suriye, Mısır, Yunanistan gibi ülkeler, dünyanın en problemli ülkeleri ve Türkiye bu ateş çemberinin tam orta yerinde. Türkiye'nin bu şartlar altında "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" deyip başını kuma gömmesinin imkânı yok. Uzun vadeli stratejiler geliştirmesi gerekiyor.

Türkiye'nin şansı

2008 Krizi'nden sonra petrol fiyatlarının düşmesiyle birlikte Rusya ve Orta Doğu ülkelerinin petrol gelirleri düştü. Bu ülkelerden Türkiye'ye turist geliyor, Türkiye de o ülkelere ihracat yapıyordu. Krizden sonra Türkiye'nin o ülkelere ihracatı azaldı. Birinci çeyrek verileri, gelen turist sayısında bir düşüş olmadığını gösteriyorsa da bu ölçü olmaz. Emeklilerin geldiği bir mevsimdi. Tatilci turistin geldiği yaz sezonunda ne olacağı bilinmiyor?

Yeni iktidar
Yeni strateji

Türkiye dört gün sonra sandık başına gidiyor. Yeni iktidarı bekleyen problem sayısı oldukça fazla.

    Dünyada para bolluğu bitti.
    Türkiye nüfusu her yıl bir milyon artıyor; gençler işsiz.
    İhracat düştü. İhracat içindeki ileri teknoloji ürününün payı çok düşük; yüzde 3!
    Ar-Ge ve inovasyona duyulan ihtiyaç had safhada.
    Yolsuzluk ve hukuksuzluk hâlâ problem.
    AB üyeliği gerçekleşmedi.

Türkiye son 12 yılda kamu tasarruflarını arttırdı ve gelirinin yüzde 35'ini faize verirken bu oranı yüzde 15'e çekti. 2002 yılında eğitim ve sağlığa ödediği toplam para 25 milyar lira iken 2015 yılı sağlık ve eğitim bütçesi 160 milyar lira oldu. Gelirler arttı ama giderler de arttı yani.
Türkiye ekonomisi son yıllarda inşaat sektörüyle büyüdü. Fakat bu, sürdürülebilir bir model değil. Zaten doygunluğa erdi ve sektör elindeki stoku eritmekte zorlanıyor.
Türk halkı son model arabalara biniyor, rezidanslarda oturuyor. Bu doğru ama hepsi krediyle alındı. Kredinin ödenmesi için istikrar lazım. Daha da önemlisi bu kişilerin mevcut işinin devam etmesi lazım. Bu da yeni yatırımlarla mümkün. Rezidansı diken müteahhit kendi öz sermayesiyle yapmadı ki; kredi kullandı. O da borçlu yani. Türk özel sektörünün 300 milyar dolar borcu var.

Türkiye ne yapsın?

Türkiye siyasi ve hukuki reformlar yaptı ve bunları AB desteği ile yaptı. Türkiye AB üyesi olmasa dahi AB kriterlerini kendi sistemine adapte etmek zorunda. Şayet bunu gerçekleştirirse hem AB üyesi olma şansı artar, hem de yabancı sermayeye güven vermek suretiyle ülkeye yabancı sermaye çeker.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.