Ar-Ge'n kadar konuş

A -
A +

Çin bir taraftan ucuz işçilik avantajını kullanıp dünyanın cazibe merkezi olmaya devam ediyor, diğer bir taraftan da bunun ilanihaye devam etmeyeceğini düşündüğü için Ar-Ge yatırımına ağırlık veriyor. Hem de ne ağırlık! 2006 senesini "İnovasyon Yılı" ilan eden Çin'in araştırma-geliştirme (Ar-Ge) için ayırdığı fon tamı tamına 115 milyar dolar. Yüz on beş milyar dolar!.. Şimdi bir Çin'in uzak görüşlülüğüne bakın, bir de bizimkine. Avrupa'yı 2010 yılında dünyanın en dinamik ve rekabet gücü en yüksek bilgi ekonomisi haline getirmeyi hedefleyen "Çerçeve Programları"nın altıncısı geçen sene sona erdi. 1 Ocak 2007 itibariyle yürürlüğe giren 7'nci Çerçeve Programı ise 1984'ten itibaren uygulanmaya sokulan diğerleri gibi 5 senelik bir periyotta uygulanacak. 6. Çerçeve Programı'nın bütçesi 17.5 milyar euro idi ve Türkiye bu bütçeye 256 milyar euro katkı sağladı. Karşılığında ne aldı biliyor musunuz? 50, bilemedin 55 milyon euro! Avrupa Birliği (AB) Türkiye'den 7. Çerçeve Programı'na 1 milyar euro ödeme yapmasını istiyor. Türkiye ise "Biraz daha indirim yapın, lütfen" diye kapalı kapılar ardında pazarlık yapıyor. Neden? Verdiğinin karşılığını alamadı da ondan!.. 6. Çerçeve Programı'ndan aldığı belli: Beşte bir! Söyleye söyleye dilimde tüy bitti. Türkiye proje üretmiyor. Böyle bir alışkanlığı yok bu ülkenin!.. İşlerini "ahbap-çavuş ilişkisi" ile yürüten bir ülkenin proje üretme alışkanlığı nasıl olsun ki? Şayet proje yapmasını bilseydik ne 1 milyar euro vermekten çekinirdik, ne de 256 milyon euro ödeyip bunun karşılığında 50 milyon euro hibe almak gibi bir garipliğe düşerdik! Peki, Türkiye bu acizlik perdesini üzerinden atabilir mi? Bu gidişle zor! Neden bu kadar iddialı konuştuğumu da söyleyeyim size: Hâlâ eski alışkanlıklarını terk etmek istemiyor da ondan. Bir de örnek vereyim de vahameti siz kendi gözünüzle görün. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu bundan iki-üç sene önce şöyle bir karar aldı. "Üyelerimize teknik hizmet verelim." Ne kadar güzel bir karar değil mi? Firmalar bazen kendi faaliyetleri içine gömülür ve etrafını göremez. Bu çok sık rastlanan bir durumdur. Dolayısıyla, ayıplanacak bir şey değil. Böyle bir firmaya, uzman gözüyle bakıp neyinin eksik, neyinin fazla olduğunu söyleyen bir bilirkişinin hizmet vermesinden daha faydalı ne olabilir ki? Başta Atilla Karaosmanoğlu, Cengiz Solakoğlu gibi yüz kadar uzmanın işletmelere danışmanlık hizmeti vereceğini duyurdu üyelerine İSO. Hem de bedava. Karaosmanoğlu Dünya Bankası ve OECD'de görev almış bir teknokrat. Solakoğlu ise Koç Holding'de CEO'luğa kadar yükselmiş başarılı bir yönetici. Diğerleri de bu ikilinin pek gerisinde değil. Hepsi işi bilen insan. Kaç işletme bu hizmeti almayı talep etti dersiniz? Hadi, çekinmeyin; söyleyin: 50 mi, yüz mü? Bin mi?.. Hiçbirisi! Tek bir firma dahi talep etmedi bu hizmeti! İSO Yönetimi şoka girdi tabii. Acaba şirket sırrını paylaşmak istemedikleri için mi danışmanlık hizmetini kabul etmedi firmalar? Yoksa, kayıt dışı oldukları için mi? Veyahut da tesislerinin çirkin görünümünden utandıkları için mi çağırmadılar o uzmanları? İSO Yönetim Kurulu bu manzarayla karşılaşınca, "Adam sende" deyip yılgınlık göstermedi. İnatla üzerine gitti hadisenin. Şimdi, başka bir yöntem uyguluyorlar. Anket tarzı bir program verdiler üyelerine. Oradaki soruları cevaplamaları halinde şirketlerinin profilini görebilecekler. Tabii ne gibi desteğe ihtiyaç duydukları da kabak gibi çıkacak ortaya. Ondan sonrası kendilerine kalmış. "Senin işletmenin finansman problemi var" çıktı diyelim İSO'nun verdiği hazır test sonucunda. Evi, arabayı satıp işletme finansmanı olarak mı kullanır, yoksa "böyle gelmiş, böyle gider" deyip ense mi yapar? Kendi bileceği bir şey. Yahut da, "İşletmeniz profesyonel yönetilmiyor" çıktı. Paşa gönlü bilir. Yapmak veya yapmamak kendi elinde; kim ne diyebilir ki? Bu örnek ibret verici bir örnek. Türk sanayicisinin durumu bu. Şayet hastalığını kabul etmesi halinde tedavi mümkün. Yok, "Ben çakı gibiyim. Hasta olan sizsiniz" der ve kapılarını bilgiye kapatırsa, tehlike çanları çalmaya başladı demektir. Beni endişelendiren de bu işte. 7. Çerçeve Programı'ndan istifade eden çıkmazsa, boşa gidecek o kadar para!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.