Bir abone de siz bulun

Türkiye gazetesi evim benim. 28 sene önce muhabir olarak başladığım gazetede yöneticilik yaptım, şimdi de mütevazı köşemde yazı yazıyorum. Bu süre içinde gazetede bulunduğum kadar evimde bulunmadım. Hele seyahatleri, toplantıları, haber kovalamaları da sayacak olursak; hiç bulunmadım. Gazetecilik yorucu, yıpratıcı bir o kadar da keyifli bir iş. 28 sene göz açıp kapayıncaya kadar geçti. 

İki gün önce gazetemizin 46'ncı sene-i devriyesini idrak etmek nasip oldu. Biz gazetecilere ve siz okuyucularımıza daha nice seneler diliyorum. Gazeteci olmazsa okuyucu olmaz, okuyucu olmazsa gazeteci olmaz.   

Türkiye nev'i şahsına münhasır bir gazete. Bildik kalıpların oldukça dışında ve kendine has davranış biçimi var. Neden böyle? Onu anlatabilmek için ta gerilere, gazetenin yayım hayatına başladığı güne gitmek lazım. Prensipler o gün konmuş çünkü ve hiç değişmeden bugüne gelmiş.

Türkiye gazetesinin tek bir gayesi var; o da hizmet. Yola o maksatla çıkmış. Gazetecilik ilkesi nedir derseniz; o da tek: Doğru haber. Hizmet et, doğru haber ver.

Okuyucuya ulaşma yöntemi de farklı. Malum, dağıtımını abone sistemiyle yapıyor. Türkiye'de abone sistemini ilk uygulayan gazete, bizim Türkiye gazetesi. Dönem dönem bayi satışlarını arttırma gayretimiz olduysa da ilgi görmedi. Vatandaş, gazetesini sabahın erken saatinde evinde, ya da iş yerinde buluyorsa, neden bayiye gitsin ki? Tutmadı tabii. 

Bazı okuyucu "Neden yaygara koparmıyorsunuz" dedi,  bazısı "İktidar yalakalığı yapıyorsunuz" dedi, bazısı ise "Kavgacı değilsiniz" dedi ve aboneliği bıraktı. Bu durumu bir satıcı-müşteri çerçevesinde değerlendirmeye kalkarsanız, hiçbir mantığa sığdıramazsınız! Piyasanın mantığı belli: Müşteri ne diyorsa o! Fakat dedim ya Türkiye gazetesi yola kavga, gürültü, kaos için çıkmamış. Tam aksine barış, kardeşlik, hoşgörü, güzel ahlak, tevazu, gönül kazanma ilkeleriyle çıkmış. Sloganı "Huzur Veren Gazete" zaten.

Huzuru tercih edenler Türkiye gazetesinin sadık okuyucusu olmaya devam ederken, kavga-dövüş isteyenler başka mecralara gitti.

Ülkemiz, kavga ve kaosu eksik olmayan bir ülke. Toplum da ister istemez bu kavganın bir parçası oluveriyor. Türkiye gazetesi, bu kavganın parçası olmayı reddetti ve yarım asra yakın uzun maratonunda tavizsiz sürdürdü bu prensibini. Bundan sonra da aynı minval üzerine gideceğinden kimsenin endişesi olmasın.

Türkiye gazetesi tabiri caizse, toplumun huzur limanı. Kalbini korumak isteyenler bu limana sığınıyor ve huzur buluyor.

Siz okuyucularımızdan bir istirhamım var. Türkiye gazetesinden memnunsanız bir abone bulun. Komşunuza, yakınınıza ya da iş arkadaşınıza Türkiye gazetesini tavsiye edin lütfen.

Abone yaptığınız kişi ya da kurumu bana yazarsanız memnun olurum. O bulduğunuz abone ve kendiniz hakkında iki satır not yazıp bendenize bildirirseniz, daha çok memnun olurum. Onları köşemde değerlendirme imkânım da olur ayrıca...