Çanakkale bizim ortak değerimiz

A -
A +
Çanakkale Zaferi bizi birbirimize bağlayan bir çimento ama nedense bir türlü devreye sokup, yakalayamıyoruz o sinerjiyi...

ABD uçakları 6 Ağustos 1945 günü Hiroşima'ya atom bombası attı. 70 bin kişi öldü. Radyasyon hastalıkları nedeniyle ölü sayısı yaklaşık 140 bini buldu.
Japonlar bu durum karşısında birçok şey yaptı tabii ama en önemlilerinden biri öğrencileri oraya götürmeleri oldu.
Ülkede ne kadar öğrenci varsa peyderpey toplayıp Hiroşima'ya götürdüler ve onlara enkaza dönmüş şehri gösterip "Güçlü olmalıyız" dediler. "Güçlü olmazsak eziliriz."
Hiroşima onlar için atlama eşiği oldu. Orada hırslandılar, orada yemin ettiler. Harakirinin doğuş yeri orası belki de. Japonya dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olduysa, o telkinler sayesinde oldu.
Türkiye'nin de böyle bir yeri var aslında: Çanakkale. 57 bin şehit verildi ki, bazı kaynaklara göre 200 bin. Tüm dünyaya karşı verilen bir mücadeleydi ve herkesin imkânsız dediği bir zaferle sonuçlandı. Türkiye bu destanı, eğitimli insanlarının önemli bir kısmını kaybetme pahasına yazdı.
Tıpkı Hiroşima gibi öğrencilerin götürüleceği bir yer orası. O heyecanı yaşamaları, o acıyı iliklerinde hissetmeleri ve bir daha yaşamamak için hırslanmaları gerekiyor ama heyhat; Çanakkale'de o duyguyu yaşamak neredeyse imkânsız! Git, sayfiye yeri gezer gibi gez gel!
Dalgalanan bayrağıyla anıt muhteşem. Temsili de olsa, binlerce mermer kabir var.  Çevre peyzajı mükemmel ama duygu yok!
Halbuki orası Türk'ün, Kürt'ün, Laz'ın, Çerkez'in, Gürcü'nün, Arap'ın, Afgan'ın, Boşnak'ın gönül birliği içinde, tek yürek hâlinde ve omuz omuza mücadele verdiği bir meydan. O meydanda onlar gene birlikte yatıyorlar. Onları ziyaret eden bu ülkenin insanı, o birlikteliği yaşamalı. Birlikten güç doğduğunu hissetmeli. Etrafındaki insanlara bakarken sevgiyle, hoşgörüyle bakmalı. Onlarla el ele tutmaya ihtiyacı olduğunun şuuruna ermeli.
Nasıl olur bilemiyorum ama bunun olması lazım.
Bendeniz o duyguyu İstanbul'da yaşadım. Geçen hafta Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda "Çanakkale Kahramanları" oratoryosu vardı. CNR Senfoni Orkestrası, İstanbul Devlet Opera ve Balesi Korosu ve solistleri muhteşemdi. O duygu, seyircinin iliklerine işledi. Orkestra Şefi Çetin Işıközü harikaydı. Yaşadı, yaşattı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Abdurrahman Şen'i tebrik ederim. Böyle bir geceye vesile olan oydu çünkü.
Ertesi gece Küçükçekmece Belediyesi'nin tertiplediği "1915-2015 Geçilmez" gösterisinin galası vardı. O da muhteşemdi. Her cuma ve cumartesi günü Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'nde sahne almaya devam ediyor bu gösteri.
Türk toplumunun insan kaynakları zengin, müteşebbis, çalışkan, zeki ve akıllı ama toplum dağınık. Eften püften şeyler zamanla kangrene dönüşmüş. Ortak değerlerin harekete geçirilmesi ve toplumun ortak akıl etrafında toplaması, yekvücut hâline getirilmesi gerekiyor. Bu da Çanakkale gibi ortak değerlerle mümkün.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.