Geçenlerde Vaillant Türkiye Genel Müdürü Christoph Grosser ile ısıtma ve klima sektöründeki gelişmeler üzerine bir sohbet yaptık ama konu öyle derinleşti ki, sohbet; dünyadaki sosyal ve ekonomik gelişmeleri de içine alan bir beyin fırtınasına dönüştü. Christoph Grosser, kalkınmış ülke insanlarının en belirgin özelliğini, zamanla yarışmaları olarak gösterdi. Dünyaya bakışları ve sosyal hayatları da ona göre şekilleniyor tabii. İçinde yaşadıkları rekabet ortamının ağır baskısı altında ha bire koşuşturan bu insanların imkanı olsa zamanı satın alacaklar ama bu mümkün olmayınca çareyi kendilerine zaman kazandıran teknolojiye yatırım yapmakta buluyorlar. Dolayısıyla dünya, bu zaman fukarası insanların işlerini kolaylaştıran teknolojik bir trende doğru gidiyor. Kullanıp atılan giysilerden tutun da, ömrü daha az ama tamirciyle, teknik servisle uğraşmayı ortadan kaldıran ev ve büro gereçlerini de içine alan endüstri, büyük bir değişim yaşıyor. İşin en enteresan tarafı, kadınların da bu rekabet ortamına adım atmasıyla bu değişim daha bir hızlandı. Kendisine ayak bağı olur endişesiyle batılı kadınlar çocuk dahi doğurmuyorlar artık. Bu nedenlerden dolayı nüfus hızla yaşlanıyor. Türkiye öyle değil tabii. Bizim ülkemizde zaman bol. Kadınlar doğuruyor, kahveler lebalep insan dolu. İşçilik ucuz!.. Fakat, dünyanın genelini ilgilendiren bir husus daha var ki, etkilenmeyen yok bundan: Enerji. Dünyadaki petrol rezervi süratle azalıyor ve 40 sene sonra biteceği söyleniyor. Doğalgazda bugün Rusya ve Türk cumhuriyetleri önde ancak dünyanın en zengin doğalgaz kaynağı Kuzey Çin'de bulunuyor. Ham petrolün varili 65 dolar oldu, bu rakamın 100 dolara kadar çıkacağı söyleniyor ve spot piyasalarda petrolden elde edilen rant çok ciddi boyutlara ulaştı. Doğalgazın da ileride aynen böyle olacağı tahmin ediliyor. Rezervler ve kaynakları kimlerin yönettiği çok önemli ama esas önemli olanı fiyatı tabii. Hemen her ülkenin ekonomisi enerji kaynaklarındaki artıştan dolayı olumsuz etkileniyor. Bu olumsuzluğu aşmanın tek bir yolu var, tasarruf. Ülkelerin tasarrufla çok büyük kazançlar elde edeceğine dikkat çekiyor uzmanlar. Güneş ve rüzgardan elde edilen enerjiler sayesinde de döviz tasarrufu mümkün. Yeter ki, teknolojiden faydalanıp verimli makine ve aletler kullanılsın. Vaillant da dünyadaki bu trende ayak uydurup 8 milyon dolarlık bir Ar-Ge çalışmasıyla, kendi enerjisini kendi üreten kombiler üretmiş. "Bugün bu kombiyi alanın 4-5 bin euro ödemesi gerekiyor ama hükümetlerin biraz teşvik vermesi halinde hem kullanıcı sayısında önemli bir artış olacak hem de maliyetler aşağı çekileceği için maliyetler düşecek ve ürünün fiyatı 1-2 bin euroya kadar inecek" dedi Christoph Grosser. Hükümetlerin bu tür teknolojileri er ya da geç teşvik edeceği kesin. Çünkü, enerji maliyetleri yükseldikçe hayat pahalanıyor ve dışa bağımlılık artıyor. Türkiye de güneşi bol bir ülke. Güneş enerjisinden istifade etmesi lazım ama maalesef kendini israftan kurtarabilecek akıllı teknolojileri ne üretebiliyor, ne de kullanıyor! Bırakın teknolojiyi kullanmayı; senede 2 milyar dolarlık enerji kaçağına bir çare dahi bulamadı!