Hukuk olmadan kalkınma olmaz

A -
A +

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Bağımsız, tarafsız yargı ve gerçek anlamda işleyen bir hukuk sistemi olmadan demokrasi ve kalkınma olmaz" dedi.

G-8 ülkeleri 1975 yılından beri kendi aralarında toplanır,  dünyada olup bitenleri görüşür ve kendi aralarında karar verirlerdi. Bu platform 2008 yılında genişledi ve çembere Türkiye'nin de içinde bulunduğu G-20 ülkeleri de dahil edildi. Ki, Türkiye bu sene G-20 Dönem Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan bu platformun yöneticisi.

Babacan önceki gün Swissotel'de gerçekleştirilen "Yarının Kurulması-Hedef 2023" başlıklı Forum İstanbul Konferansı'nda konuştu ve G-20 Zirvesi ile ilgili bilgi verip Türkiye'nin rolünü anlattı.

G-20 ülkeleri dünya ticaretinin yüzde 75'ini, nüfusunun yüzde 70'ini ve ekonomik büyüklüğünün yüzde 75'ini meydana getiriyor. Türkiye'nin böylesine büyük bir platformun başkanlığını yapması oldukça önemli.

G-20 her ne kadar 20 ülkeli bir platform ise de aldığı kararlar 200 ülke tarafından kabul görüyor. Ali Babacan, G-20'nin 2015 programını, üç başlık altında topladı. 1) Kapsayıcılık 2) Uygulama 3) Yatırım. Programın birinci önceliği KOBİ'ler. Malum, küçük ve orta ölçekli işletmeler, ülke ekonomilerinin can damarı. İstihdam, yatırım, üretim ve ihracatta KOBİ'lerin rolü oldukça büyük ama KOBİ'lerin finansman problemi var ve dolayısıyla Ar-Ge yapıp kendilerini yenileyemiyorlar. Dünya Bankası ve OECD sistemin içine alındı ve bu işletmeler için ortak çözüm üretecekler.

İşletmeleri problemleri ve hatta çözümleri de biliniyor ama iş uygulamaya geldi mi, işler karışıyor. Siyasi iradenin kararlılığı yoksa sistem bir yerde tıkanıyor ve yatırım yarım kalıyor. OECD ve IMF bu konuda göreve çağrıldı. Bu kurumlar, ülkelerin kalkınması için raporlar hazırlamakla kalmayıp, izleme görevi de yapacaklar. Bu da tabii kaynakların doğru yere gitmesini zapturapt altına alıyor.

Bilhassa gelişmekte olan ülkelerin bütçeleri, ihtiyaçları olan yatırımı yapmaya müsait değil. Altyapı yatırımlarını yapamıyorlar. Özel sigorta ve emeklilik fonlarının bu ülkelerde yatırım yapmasını sağlamak gerekiyor. Bu da güvenle mümkün.

Türkiye'nin durumu da üç aşağı beş yukarı aynı. İç tasarrufları yeterli değil. Yeteri kadar yabancı yatırımcı gelmiyor. Ali Babacan "Dünyada birçok ülke demokrat olduğunu söylüyor ama şöyle bir bakınca, birçok eksiklerinin olduğunu görüyoruz" dedi ve Türkiye'nin gücünü demokrasiden alan bir ülke olması için reformları tamamlaması gerektiğini söyledi.

Yargı sisteminin iyi işlemesi gerektiğine dikkat çeken Babacan, "Gerçek bir hukuk sistemi olmadan demokrasi işlemez" dedi ve Türkiye'nin hemen her hafta bir yargı problemiyle karşı karşıya geldiğinin altını çizdi. Bağımsız ve tarafsız yargının önemine vurgu yaptı.

Ali Babacan pek temas etmedi ama G-20'nin ana gündem maddesi; yolsuzluk. 2015'i "yolsuzlukla mücadele yılı" ilan etti. Türkiye'nin ana handikaplarından biri de bu. Önlenemeyen yolsuzluklar ve kayıt dışı ekonomi, yabancı sermayenin gelmesini engelliyor.

Türkiye'nin kaynaklarını doğru kullanması da ayrıca önem arz ediyor. Babacan'ın dediği gibi "Türk toplumu lüks otomobillere biniyor. Rezidanslar, AVM'ler inşa edildi ama hepsi borçla yapıldı." Bu borcu ödemek için üretmek lazım. Türkiye'nin üretime kafa yorması ve Ar-Ge yapması lazım yani.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.