Krizden fırsat doğar mı?

A -
A +
Dünya krizden çıkamadı. Türkiye de ister istemez etkileniyor bu durumdan. Ancak, fırsat da var. Yeter ki işini bilen olsun.

Dünya gerçek bir yün yumağı oldu. Neresinden tutulacağını kimse bilmiyor? Ekonomik ve siyasi krizler kördüğüm haline geldi!
Gelişmiş ülkeler son 7-8 senedir saplanıp kaldıkları krizden çıkmaya başlarken, gelişmekte olan ülkeler çöküş sürecine girdi!
Petrolün varil fiyatı 150 dolardan, 60 dolara geriledi!
Ülkeler birbirine saldırıyor. Orta Doğu mezhep kavgalarına doğru sürükleniyor!
Ekonomide büyüme oranları düştü.
Kaosa teslim olmuş dünyanın içinde bir de Türkiye var; o ne yapsın?
Hemen belirteyim ki, moral bozmaya gerek yok. Türkiye'nin önünde risk de var, fırsat da. Hatta fırsat, riskten daha fazla.
Evet, ABD Merkez Bankası FED kararları, bilhassa döviz kuru ve faiz yönünden ülkenin üzerinde Demokles'in Kılıcı gibi sallanıyor. Bölge ülkeleri hâlâ ateş çemberinde.
Fakat unutmamak lazım ki, AB parasal genişleme kararı aldı. Petrol fiyatları düştü. Türkiye bunu neden fırsata dönüştürmesin ki?
AB'nin başlattığı para bolluğu kısa sürede bitmeyeceğe benziyor. Bu da, Avrupa pazarının canlanacağı anlamına geliyor. Ki, Türkiye'nin Avrupa'ya ihracatı artacak demektir. Orta Doğu ve Rusya'da daralan pazarın Avrupa pazarı ile telafi edilmesi mümkün yani.
Petrol fiyatlarındaki düşüş de önemli bir avantaj tabii. Petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık düşüş cari açığı 4 milyar 400 milyon dolar azaltıyor.
Petrolün böyle olumlu etkisinin yanında olumsuz etkisi de var. Türkiye'ye gelen turistin yüzde 30'u petrol üreten ülkelerden geliyor.  Petrol fiyatları düşünce o ülke insanının da geliri düşecek elbette ki. Turist sayısında azalma olur mu? Buna karşı ne gibi tedbir alınabilir?
Türk müteahhitleri 2014 yılında yurt dışında 23 milyar dolarlık iş yaptı. Bunun yüzde 85'i petrol üreten ülkelerdeydi. Müteahhitlik hizmetlerinde düşüş olur mu acaba?
2008-2014 yılları arasında AB ülkelerinde 5 milyon 898 bin kişi işini kaybetti. Aynı süre içinde Türkiye'de istihdama 4 milyon 194 bin yeni kişi katıldı. Bu da her sene yüzde 25'lik bir artışla sağlandı ki, devam etmesi lazım bu artışın.
Türkiye'de üniversite sayısı arttı fakat nitelikli eleman yetiştirme hususunda arzu edilen sonuç bir türlü alınamıyor. Eğitimde reform şart ve sanayi-üniversite iş birliğinin vakit geçirmeden tesisi gerekiyor.
Ülkede her sene bir milyon 800 bin dava açılıyor ve bunun bir milyon 200 bini ertesi seneye devrediyor. Bir dava dosyasının kapanması için ortalama 311 gün geçmesi gerekiyor. Hakim sayısını arttırmadan bu durumu düzeltmenin imkânı yok.
Kalkınma sanayi ile olur.  Da... sanayici dertli. İstihdam vergileri çok ağır! Damga vergisinden hâlâ vazgeçilmedi! Peşin vergi, işletmelerin zaten az olan sermayesini âdeta emiyor! KKDF, TRT fonunu da buna ilave edince sanayicinin yükü taşınamaz hale geliyor.
Hasılıkelam, ekonomi ve hukuk alanında reform ve yenilik yapmak şart.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.