2008'in ikinci yarısında yaşadığı ekonomik kriz nedeniyle dibe vuran dünya, 2009'da ABD'nin 44. Başkanı Barack Obama ile birlikte güven tazelemeye hazırlanıyor. Beklentilere bakılırsa Obama, yeni dünyanın yeni yüzü. Savaşın acımasızlığından bıkanlar Obama'ya ümit bağladı. Ekonomik krizde işini kaybedenler Obama'dan medet bekler oldu. Moralsizler Obama'ya can simidine sarılır gibi sarıldı. Hasılı, Obama sıcak bir rüzgar estirdi dünya yüzünde. Rüzgarı yüzünde hisseden, vücuduna can suyu verilmiş gibi kalkıp yürüyor. Moral böyle bir şey işte. Ailesiyle birlikte Philadelphia'dan trene binen Obama, sevenlerini kucaklaya kucaklaya Washington'a indi ve onlarla birlikte pazar günü "Başkanlığını" kutladı. Bugün de "Başkanlık Yemini" edip koltuğa oturacak. Obama'nın sırtlandığı bunca yükü taşıyıp taşıyamayacağını söylemek için vakit tabii ki erken ama dünyanın moral kaynağı olduğu kesin. Bütün bu söylediklerim her ne kadar ABD'nin iç meselesi ve Obama, öyle veya böyle vatandaşlarının menfaati için çalışacaksa da diğer dünya ülkeleri gibi Türkiye'nin de ders çıkarması gereken hadiseler cereyan ediyor bu rüzgarın içinde. Televizyon muhabirlerinin röportaj yaptığı Amerikalı, "Amerikan vatandaşı olmaktan gurur duyuyorum" diyor. Ki, çok önemli bir şey bu. Bir ülke vatandaşı her şeye rağmen bulunduğu durumdan gurur duyuyor!.. Bu memnuniyeti sağlayan sistemi göz ardı etmek mümkün mü? Liderlerin vatandaşlarına karşı sorumlu olduğunu hatırdan çıkarmamasıyla ancak olur bu. Obama, "İdeoloji, ayırımcılık, sınıf farkı olmayan bir Bağımsızlık Deklarasyonu"na vurgu yaptı ayrıca. Barış ve kardeşlik mesajı verdi yani. İletişimin ne kadar önemli olduğunu ve bunun iyi kullanıldığı takdirde insanlığı nasıl etkilediğini de gördük Obama olayında. Pazar günü Washington'daki Lincoln Anıtı'nda Obama şerefine düzenlenen kutlama mesela. Birçok ünlü sanatçının iştirak ettiği konsere yaklaşık 2 milyon Amerikalı katıldı. Başta ABD olmak üzere sayısız ülke televizyonu bu kutlamayı canlı vererek; o alandaki pozitif elektriği bütün dünyaya yaydı. "Etkilenmedim" demek mümkün mü? Az veya çok hepimiz etkilendik o gösteriden. Propaganda ayağı böyle de ticarî ayağı zayıf mıydı? Hayır. Amerika'nın nasıl bir tüketim toplumu olma özelliği taşıdığını yansıttı kelimenin tam anlamıyla. Günlerdir Obamalı ürün çılgınlığı yaşıyor ABD halkı. Başta Obama tişörtü olmak üzere, üzerinde Obama resmi bulunan her ürün yok satıyor. Kupa, rozet, kol saati. Acı sos bile para etti. Taa kasım ayından beri böyle bu. O zaman da Obama bebekleri kapışılmıştı. 2 milyon kişinin yemesi, içmesi, konaklaması hepsi para. Obama'nın başkanlığı kutlanıyor güya ama ekonomi canlandırıldı esasında. Ne diyeyim, darısı bizim başımıza!