Sağlık turizmi canlanıyor

A -
A +

Liv Hospital'a yolum düştü. Her türlü hekim ve teknolojiye sahip. Sağlık turizmine fazlasıyla hizmet veriyor.

Geçenlerde, Liv Hospital'da yatan bir ahbabımı ziyaret maksadıyla Ulus'a gittim. Oldum olası hastanelerin o hijyen kokusundan hazzetmem.

Kendimi hastane ortamına hazırlamak maksadıyla önce Ulus Parkı'ndaki bir kafeye oturdum; kahve içip o muhteşem Boğaz'ı seyrettim.

Sonra kalkıp Liv (Hayat) Hospital'a indim. Hastane değil de saray sanki. Girişte kafesi vardı; fiyatı da makuldü. Karşısı da danışmaydı. Kalabalıktı ama ne hasta gördüm, ne hekim, ne de hasta bakıcı. Görevliler sadece yakalarında taşıdıkları yaka kartlarından ayırt edilebiliyordu.
Kafede hastalar ve ziyaretçiler oturmuş sohbet ediyor, konuşuyorlardı. Hastaların yüzü ışıl ışıldı. Sonradan fark ettim bu ışıltının nedenini: Güven. Emin ellerde olduklarını bilmenin ve kısa sürede iyileşeceklerinden emin olmanın güveniydi bu.

Arkadaşımın odası süit daire gibiydi. Boğaz ayaklarının altındaydı. Beni neşeyle karşıladı. "Yahu, sen hasta değil misin?"

"Tatile çıktım" diye güldü neşeli bir şekilde. Durumunu bilmesem, inanırdım onun bu sözüne. Sahiden tatildeydi.

O arada Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Nebil Yıldız'la tanıştım. Hataylıydı. Hemşerim yani. Nebil Hoca aldı beni hastaneyi gezdirdi. Son teknolojinin kullanıldığı, kök hücre naklinin yapıldığı, robotik ameliyatların yoğun olduğu bir hastaneydi ama dediğim gibi hastane olduğuna bin şahit isterdi.

Hasta insanların neredeyse yarıya yakını yabancı ülke insanı. Zaten o maksatla açılmış. En fazla kanser hastası geliyormuş. Organ nakli de yapılıyor tabii. Estetik cerrahi, obezite tedavisi gibi her türlü sağlık hizmeti veriliyor.

Orta Doğu ve Körfez'den olduğu kadar Rusya ve Doğu Avrupa'dan da hasta alıyor Niv Hospital.
Bütün bunları şunun için yazdım. Türkiye tam anlamıyla bölgenin sağlık merkezi olmuş durumda. Bunun kıymetini bilmek ve sağlık turizmini canlandırmak lazım.

Geçmişte, müşteriye, tabiri caizse "yolunacak kaz" gözüyle bakıldı. Bu gözün sahibi her sektör, yaptığı yanlışın bedelini misliyle ödedi. Sağlık Bakanlığı aynı hataya düşmemek için gereken her türlü tedbiri alıyor ama yetmez. Sektörün iç denetiminin de devreye girmesi lazım. Uygun fiyat politikasını göz ardı etmeden ve hizmet kalitesini düşürmeden hizmet vermenin yolunu bulmalı.

Türkiye'nin hemen her bölgesinde çok modern hastane açıldı ve hizmet veriyorlar. Bu hizmetlerin büyümesi için yapılması gereken tek şey; fiyat ve kalite.

Dikkatli olunursa, Türkiye'nin sağlık turizminde patlama yapacağı kesin.

Dünya sağlık turizmi 100 milyar dolarlık bir büyüklükte. Türkiye'nin payı henüz yüzde yarım. Bu pay misliyle büyüyebilir. Sektörün bu potansiyeli var çünkü...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.