Sanayi Anadolu'ya kayıyor

A -
A +

MÜSİAD'ın organize ettiği "Tekstil Zirvesi" için gittiğim Kahramanmaraş'ta müthiş bir beyin fırtınasına şahit oldum. Geleceğini planlama alışkanlığı olmayan Türkiye için çok önemli bir gelişme bu. MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat, TİM Başkanı Oğuz Satıcı, TGSD Başkanı Ahmet Nakkaş, Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KTSO) Başkanı Mehmet Balduk başta olmak üzere çok sayıda kanaat önderi ve iş adamının katıldığı zirvede tekstil ve giyim sanayi yatırıldı masaya. Hem öyle bir yatırıldı ki, sektörlerin ta ciğerine inildi, kalbinin ekosu çekildi. Hemen söyleyeyim, sektörün kalbi sağlam bir kere. Soluk alışları düzenli. Bünye dayanıklı. Ancak, bazı tedbirlerin alınması gerekiyor. Alınsın ki, bundan sonra herhangi bir tekleme olmasın! Çin malum, birçok sektörde olduğu gibi hazır giyimde de çok iddialı. Bu iddiayı rakamlarla ifade etmek gerekirse, şöyle bir tablo çıkıyor önümüze. Global dünya giyim kuşama senede 275 milyar dolarlık bir harcama yapıyor. Bugünkü rakamlar böyle. Bunun 75 milyar dolarlık kısmını Çin karşılıyor. Henüz emekleme döneminde olmasına rağmen Çin için hiç de fena bir rakam değil bu. Fakat, Çin bu rakamla iktifa etmiyor ki. Bir taraftan Ar-Ge yatırımı yapıyor, bir taraftan tasarım faaliyetlerini hızlandırıyor, bir taraftan teknoloji yatırımına ağırlık veriyor, bir taraftan da kaliteyi arttırıyor ve katma değeri yüksek üretime hazırlıyor kendini. Adamların 2015 yılında pazardan almayı hedefledikleri pay 150 milyar dolar!.. İkiye katlamaya odaklanmışlar yani. Ya Türkiye? Hepsi hepsi 14 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştiriyor. Buna bavul ticareti de ilave edildiğinde 16 milyar doları buluyor tüm ihracatı. 2015'e gelindiğinde ne olacak bu durum? Zurnanın zırt dediği yer burası!.. Şayet, kan kaybetmeye devam ederse sektör, mevcut pozisyonunu muhafaza edemeyip rekabet şansını kaybeder! De... hazır giyim sektörü iddialı. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Ahmet Nakkaş, yol haritalarını çizdiklerini söyledi. Çok akıllı gittiklerini ve bu kriz durumunu fevkalade iyi yönettiklerini söylemek mümkün. Tekstil Başkenti Türkiye madem ki 2015 yılında da dünya pazarından yüzde 5 - 5.5 pay almayı düşünüyor; ne yapacak da hazır giyim ihracatını 24-25 milyar dolara çıkaracak peki? Konfeksiyon üretiminin yüzde 85'i İstanbul, Bursa, Adana, Denizli ve hatta Gaziantep gibi illerde yapılıyor hâlâ. Ancak, bu illerde başta işçilik olmak üzere birçok maliyet unsuru işletmelerin belini bükmeye başladı. Şayet, üzerlerindeki bu yük hafifletilmezse, işletmelerin rekabet şansı silinip gideceğe benziyor. Devletin bu konuda herhangi bir teşviki yok, önümüzdeki senelerde de olmayacak gibi gözüküyor. Bunun anlamı, iş başa düşüyor demektir. Yani, işletme maliyetlerinin daha düşük olduğu illere doğru bir kayış yaşanacağa benziyor hazır giyim sanayinde. Adıyaman ve Kahramanmaraş gibi illerin yıldızının parlaması da bunun sonucu zaten. Kahramanmaraş mesela. Şimdiden "Tekstilin Başkenti" gözüyle bakılıyor bu ile. Yatırım ve istihdamın teşvikine yönelik çıkarılan 5084 sayılı Kanun'la birlikte Kahramanmaraş'ta devreye giren proje miktarı 1 milyar 150 milyon dolar. Bunun 375 milyon dolarlık kısmı gerçekleşmiş, gerisinin de bir - iki sene içinde tamamlanacağı ifade ediliyor. Kahramanmaraş, 5084 sayılı Kanun'la sağlanan teşvikleri en iyi değerlendiren illerden birisi. İşletme sayısı 450 olduğu gibi istihdam ettiği işçi sayısı da 49 binden 70 bine çıkmış. Biri Sanko'ya diğeri Kipaş'a ait olmak üzere iki çimento fabrikası var şimdi ilin. İplik, dokuma ve giyim sanayinde ciddi yatırımlar yapılıyor. Piserro, kentin konfeksiyon markası ve birçok ülkeye ihracat yapıyor. Dondurma sektöründe de çok iddialı Kahramanmaraş. Mado saatte 5 ton dondurma üretim kapasitesine sahip ama süt bulamıyor! Bu dönemi başarıyla tamamlamak için bazı reformların yapılması gerekiyor. Kahramanmaraş'tan örnek verecek olursak; şehrin alt yapısı yeterli değil bir kere. Hakeza vasıflı işçi. Nitelikli eleman yok denecek kadar az. KTSO Başkanı Mehmet Balduk, 80 dönümlük bir arazi üzerinde "Mesleki Eğitim Kampüsü" kuracaklarını söyledi. Bir an önce faaliyete geçirilmesi lazım bu projenin. Ayrıca, yabancı sermayeyi özendiren tedbirler de vakit geçirilmeden alınmalı. Hele organize sanayi bölgeleri konusu. Şayet, sanayi ve tarım bölgeleri şimdiden tespit edilmezse yarın her şey birbirine girer ve ne ekolojik tarım yapma imkanı kalır, ne de hayvancılık o güzelim Maraş Ovası'nda.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.