Üniversite neden gerekli?

Türkiye'nin sahip olduğu üniversite sayısı 200'e yakın. Hiç de fena bir sayı değil bu. Ancak, kendilerinden beklenen performansa bakınca, hayal kırıklığına uğruyor insan.

Kamu üniversiteleri zaten yeterli değildi. Vakıf üniversiteleri de geldi ve onlar da yetersizler halkasına dahil oldu. Bunun birçok nedeni var tabii.

Sayı hızlı arttı bir kere. Mevcut öğretim üyelerinin talebi karşılaması imkânsız hâle geldi.

Ayrıca, birçok holding vakfı, hiç ilgisi olmamasına rağmen eğitime girdi ve üniversite açtı. Eğitim maliyetli bir iş. Yeterli bütçe ayıran holding sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Dolayısıyla gereği kadar öğretim üyesi istihdam edemediler. Araştırma birimlerini kuramadılar.

Türkiye'nin uluslararası arenada makale yayımlaması, yeniliklere imza atması ve en azından kendi coğrafyasındaki saklı zenginlikleri dünya ile paylaşması; tarih, kültür ve sağlık konularında bölgenin rengini anlatması gerekiyor. Bunları gerçekleştirme görevi üniversitelere düşüyor tabii. Dolayısıyla üniversitelerin donanımlı olması gerekiyor.

Üniversitelerin uluslararası arenada iddialı olmaları gerekiyor. Bunun gerçekleştirebilmesi de ancak ve ancak öğretim üyesi ile mümkün.

Geçen hafta Şehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ademoğlu, Prof. Dr. Özlem Sandıkçı Türkdoğan ve Doç. Dr. Melih Bulu ile üniversitenin Altunizade'deki kampüsünde sohbet etme fırsatı buldum. Duyup gördüklerim hem moralimi düzeltti, hem de ülkem adına gururlandırdı beni.

Üniversite Bilim ve Sanat Vakfı (BİSAV) tarafından kuruldu. BİSAV, zaten medeniyet ve sanat üzerine araştırma yapan köklü bir vakıftı. 

Şehir Üniversitesi, BİSAV'ın daha geniş araştırma yapmasına imkân veren bir akademik merkez oldu. Araştırmalar detaylandırıldı ve zenginleştirildi. Ayrıca Yıldız Holding'in (Ülker) üniversite bütçesine verdiği cömert destek, bu araştırmalara derinlik kazandırdı.

Adı üzerinde; Şehir Üniversitesi. Türkiye'deki şehirlerin tarihî, sosyal, siyasi ve iktisadi potansiyelini araştırıyor, hikâyelerini çıkarıyor ve marka olmaları için nelerin yapılması gerektiğini söylüyor. Türkiye'nin mutlaka yapması gerekeni yapıyor yani.

Türkiye'nin marka şehirlere ihtiyacı var. Ayıca, İstanbul dışında başka metropollerin kurulması da gerekiyor. Bunları gerçekleştirmek için sağlam bilgi olmalı ki, sürdürülebilir planlama yapılsın.

Önümüzdeki senelerde Şehir Üniversitesi ile mahalli idarelerin sıkı iş birliği yapması zaruret hâline gelecektir mutlaka. Onlara lazım olan bilgi, Şehir Üniversitesi'nde çünkü.

Göbeklitepe'deki kazı gösterdi ki Türkiye 12 bin yıllık bir tarihe sahip ve ayrıca sayısız medeniyetler bu topraklar üzerinde kuruldu. Şehirlerimizin hemen hepsi tarih ve kültür kokuyor. Anadolu baştan sona açık hava müzesi. Bu zenginliğe ekonomik aktivite kazandırılması hâlinde Türkiye'nin turizm sektörü 3-5 kat büyür ve ülkeye gelen turist sayısı da o oranda artar.

Türkiye'de üniversite-sanayi iş birliği bir türlü gerçekleşmedi. Şiddetle ihtiyaç var halbuki. Şehir Üniversite'nin bu konuda da öncü olma kapasitesi mevcut.