Enerji senaryoları

A -
A +

Dünya Enerji Ajansı gelecekte dünyanın enerji talebinin ne olacağına dair tahminlerini güncelleştirip, yayınladı. 2030 yılına uzanan perspektif içinde iki senaryo öngörülüyor. Birincisi bugünkü enerji talebiyle ilgili eğilimlerin gelecekte de aynen devam edeceğini varsayan referans (şahit) senaryo. Diğeri ise dünya enerji talebinin artacağını, ama ülkelerin enerji taleplerinin farklılaşacağını, enerji güvenliğini ve çevresel etkilerini vurgulayan alternatif senaryo. Şahit senaryoya göre dünyanın nüfusu yılda %1 artarak 2030'da sekiz milyarı aşacak. Dünya ekonomisi yılda ortalama %3.2 oranında büyüyecek. Gayri Safi Milli Hasıla içinde enerji tüketim nisbeti (enerji yoğunluk oranı) azalacak. Bu senaryoda dünya enerji talebinin %1.7 hızla artacağı hesaplanıyor. 2030 yıllarına varıncaya kadar enerji talebinin beşte dördü kömür, petrol ve doğal gazla karşılanacak. Rüzgâr ve jeotermal kaynaklı enerji %14 seviyelerini korurken, nükleer enerji kullanımı %7'den %5'e düşecek. Yani fosil kaynaklar daha kıt ve belirleyici olacak. Alternatif senaryoda dünya ekonomisinin yılda %1.3 büyüyeceği varsayılıyor. Şahit senaryodan diğer farkı enerji talebinin dağılımında. Doğal gaz, petrol ve kömürden oluşan fosil enerji talebi toplam talebin üçte ikisine düşerken, kalanı rüzgâr, jeotermal enerjiler gibi yenilenebilir kaynaklarla karşılanacak. Bu hesapla 2030 yıllarına varıldığında dünyanın günlük petrol tüketimi şahit senaryoda öngörülene nispetle günde 13 milyon varil azalacak. Yani her yıl Suudî Arabistan, Arap Emirlikleri ve Nijerya'nın bugünkü üretimlerine eşdeğer miktarda (AB ülkelerinin 2004 tüketimi kadar) petrol tasarruf edilebilecek! Çok iyimser bir tablo. Ama orantılardaki değişmelere bakarak hayale kapılmamalıyız. Çünkü ister şahit, ister alternatif senaryoya göre hesaplansın 2030 yılına kadar enerji talebi en az %40, en fazla %60 artacak. Diğer taraftan böyle bir enerji kullanımı sonunda atmosferde ozon tabakası tahribatına, sera etkisi ve iklim değişmelerine yol açan karbondioksit gazının emisyonu %40 ile %60 oranında artacak. Senaryolar ve rakamlar enerjinin gelecekte bugünkünden daha kısıtlayıcı ve stratejik olacağını gösteriyor. Ülkemiz için anlamı ne? Türkiye süratle gelişen ve enerji ihtiyacı hızla artan bir ülke. Enerji ihtiyacımızı karşılamada dışa bağımlıyız. 2000 yılında enerji ihtiyacımızın üçte ikisi ithalatla karşılanmıştı. Bu oranın 2010 yılında %73'e, 2020 yılında %78'e yükselmesi bekleniyor! Türkiye enerji stratejisini sağlam temele oturtmak zorundadır. Enerji kaynaklarımızı çeşitlendirmek ve enerji arzı güvenliğini sağlamak zorundayız. Amerika 1. Irak Savaşını Kuveyt'in kara gözüne meftun olduğu için yapmadı. 2. Irak Savaşına da Saddam'dan nefret ettiği için girmedi. Büyük Orta Doğu Projesi Amerika'nın demokrasi aşkından doğmadı. Ne de Putin'in Ankara'dan Şanghay'a uzanan ilgisi... Hepsi ve hepsi "kara altın" aşkına, geleceğin enerji hakimiyeti sevdasına yapılıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.