Hızlılar ve yavaşlar

A -
A +

Eskiden ülkeler kapitalist veya komünist diye ayrılırdı. Türkiye komünist değildi, ama komünizme has merkeziyetçilikte kimse bileğini bükemezdi. Sonra komünizm yıkıldı. Bu sefer ülkeler arasında "kuzeyli" veya "güneyli" diye bir ayırım başladı. Kalkınmış, hür demokratik ülkeler kuzeyli, geri kalmış, güdümlü ekonomiler güneyliler sınıfında gösterildi. Türkiye coğrafya olarak kuzeyde bulunmasına rağmen, fakirlik çemberini kıramadığı, hantal bürokrasiden kurtulamadığı için "güneyliler" kampında kaldı. Şimdi bilgi çağındayız. Artık ideolojiye veya coğrafyadaki konumuna göre bir sınıflandırmanın anlamı kalmadı. Bilgiyi üreten, üretilen bilgiyi süratle kullananlar aynı kampta buluştular. Artık ülkeler yavaşlar veya hızlılar diye tarif ediliyor. Dünkü komünistler büyük bir azimle ve hızla kafalarındaki örümcekleri silip attılar. Biz merkeziyetçilik, ulus devlet, şablon eğitim, özel şartlar, kamusal alan, satarım sattırmam, ölürüm yine özelleştirtmem teraneleri ile ayak sürümeye devam ediyoruz. Hız yarışında kaplumbağalar liginde iddialıyız! Ziyâ Paşanın 140 yıl önce söylediği, "Diyârı küfrü gezdim, beldeler, kâşâneler gördüm, Dolaştım mülk-ü İslâmı, bütün virâneler gördüm." Beyiti hâlâ geçerli. Târih, gücün her zaman "yavaş"tan "hızlı"ya kaydığını gösteriyor. Bugün tempoyu belirleyen; alışverişlerin, iş temaslarının hızıdır. Yatırım kararı vermek için ne kadar zamana ihtiyaç olduğu, sermayenin ne hızda aktığı, yeni fikirlerin, bilgilerin ne kadar zamanda üretildiği ve piyasada uygulamaya konulduğudur. Hızlı ekonomiler servete ve güce yavaş ekonomilerden daha çabuk kavuşmaktadır. Nitekim sanayileşen ilk ülke olan İngiltere'de fert başına hayat standardının ikiye katlanması için 58 yıl, ABD'de 47 yıl, Almanya'da 43 yıl ve Japonya'da 34 yıl geçmesi gerekirken, daha düşük hayat standardına sahip Kore'de 11 yıl, Şili'de 10 ve Çin'de ise 9 yıl yeterli olmaktadır. Ülkemiz de bu gruba dâhil edilebilir. AB standartlarında bir refaha kavuşabilmek için ülkemizin yarım asra ihtiyacı var. Bu yarım asırda onlar nerelere varacaklar? Doğru ve önemli olanı hızla yapmak durumundayız. Hızlanma, kazanılan her zaman birimini bir öncekinden daha değerli kılarak, müspet bir geri besleme çemberi oluşturacak, süreci daha da hızlandıracak. AB üyelik süreci, milletimizi kaplumbağalar ligine mahkûm eden kalıplardan kurtaracağı için önemlidir. Bilgi üretmek yerine kıyafet denetimleriyle uğraşan üniversitelerimizden, fikir çilesi çekmektense sokak yürüyüşlerini seçen proflardan, tekerin önünü açmaktansa çomak sokan duvar surat bürokrasiden, tele voleci medyadan bir beklentimiz yok. AK Parti'nin muasır medeniyet misyonu önümüzdeki altı ayın doğru yönetilmesiyle çok yakından ilgilidir. Bu zamanı tam değerlendirmeliyiz. Ziya Paşa'nın beyitini artık unutmak istiyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.