Rögar haberleri geçen haftaya damgasını vurdu. Öyle bir vurdu ki, birikmiş altyapı cerahatimizi patlattı. Herkes yaşadıklarını seslendiriyor, feryat ediyor... Rögar(Fransızca regard), kanalizasyona inmek ve tıkanıklığı gidermek üzere yapılmış özel bacaya verilen ad. Kanalizasyon bacası da denebilir. Her beldede kanalizasyon döşenir, bacaları da kapakla kapatılır. Kapatılmayınca veya kapağı çalınınca, işte, bizdeki gibi olur! Aynı gün dizi dizi istatistikler; Batman'da 115 rögar kapağı çalınmış, Kadıköy'de çalınanlar 600'e ulaşmış, İstanbul'da 18 bine yakın rögar kapağı varmış yedi ayda 2 bini çalınmış... Televizyondaki haberi izlerken dayanamadım. Yazarken de parmaklarım uyuşuyor... Beş yaşındaki bir yavrucağızın rögar deliğinden kanalizasyona düşüp ölmesi, bilmiyorum dünyadaki iki yüz ülkenin kaçında vuku bulur? Üstelik yolda anasının elinden tutmuş yürürken, yavrucak! Ama bizim ülkemizde oluyor. Her yıl düzinelerle, yüzlerle.. Düşüp bir daha bulunamayanları, kolu bacağı kırılanları, sakat kalanları saymayalım. Sâde İstanbul'a ve bu döneme mahsus değil. Hepimizin hâfızasına kazınmış nice on yıllık acı hâtıralar var. Dedim ya, son olay birikmiş altyapı cerahatimizi patlattı, marifetimizi görmekle fenalaştık. Bir enstantane idi, hâlimizle yüzleştik... Ülkemizde yaya yürürken veya arabanızı sürerken önünüze, arkanıza, sağınıza, solunuza dikkat kesilmeniz yetmez. Yolun zeminine de bakacaksınız! Bakmazsanız bencileyin, bir tekeriniz rögara ya da çukura girer, askıda kalabilirsiniz. Makasını kıranlar, lâstiğini yaranlar gırla... Siz hiç rögar kapağı ile asfaltın aynı hizada olduğunu gördünüz mü? Ya on santim yukarda, ya yirmi santim çukurda. Ya da zavallı Dilara yavrucağın düştüğü gibi açıkta... Yenibosna, Beşyüz evler, Erenköy, Kadıköy, Küçükyalı fark etmiyor... Yıllarca Zeytinburnu sahil yolunun 'Set üstü' denilen kesiminde; denizden beş metre yüksekte, yol ortasında yağmur suyunu göletleştirmeyi nasıl başarabildiklerine akıl erdirememiştim! Şimdi çok şükür düzelttiler. İstanbul burası... İnsanlar ölümüne yaşıyor... İSKİ müdürü görevden alınmış, yüklenici şirketin iş akdi feshedilmiş, ihmali görülenler içeri tıkılmış... Yetmiyor, kesmiyor. Onlar cezalandırıldı diye meselemiz çözülmüş olmuyor.. Aynı gün Gebze'de başka bir yavrucak fosseptik çukuruna düşüp ölmüş. Ev ruhsatsız, fosseptik izinsiz... Rögar kapaklarımız hep açık; İçeri tıkılması gereken birileri varsa, topyekûn biziz; Görevini suistimal edenler, Görüp de "neme gerek" diyenler, "Düzeltsen ömrün yetmez aslanım, gel biraz mangal yap" diyenler, "ben iyiyim, boş ver ötekini" diyenler, Kızları rögara salıp, kuzuları âfiyetle yiyenler...