Kimi açlıktan, kimi tokluktan

A -
A +

Yıllar önce Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO) başkanının bir konferansını dinlemiştim. "Hintliler çok yemezler, çünkü çok çalışmazlar. Hintliler çok çalışmazlar, çünkü çok yemezler" demişti. Bir vesileyle Hindistan'a gittiğimizde Delhi ve Agra'da dal gibi zayıf, yavaş çekim yaşayan o kalabalıkları gördükten sonra, bu insanların ömürlerinde bir defa olsun tam doyasıya yemek yemediklerini düşünmeye başlamıştım. Az yemek, doğu kültürüne mahsus bir meziyet iken, batıya gittikçe çok yemek bir güç ve üstünlük gösterisi şekline dönüşüyor. Zenginliklerini ve ne kadar çok beslendiklerini anlatmak için "bir Amerikan köpeği bile bir Hintli kadar yemek yer" diyen Amerikalıya, Frenkler "Fransız köpekleri ancak bir Sahel (Sudan'dan Senegal'e Sahra kuşağı) adamı kadar yer" diye cevap verirlerdi. İyi yemekle, iyi çalışmak arasında doğrudan bağlantı var. Ama milyarlarca insanın bugün hak etmedikleri bir açlık ve sefalet içinde bulunduklarını da kabul etmeliyiz. Onları, zenginlerin ellerine geçirdikleri fırsatları insanlık aleyhine kullanmalarının bir sonucu olarak da görmeliyiz. Amerikalı sanatçı Sharon Stone, İsviçre'nin kayak ve eğlence kasabası Davos'ta toplanan siyasetçilere ve iş adamlarına konserini verdikten sonra, bir kampanya başlatmış. "Gelin" demiş "açlıkla savaşalım, Tanzanyalı çocuklara yardım edelim." Ve ardından on bin doları bastırmış! Kendisine destek verenlerinkiyle birlikte bir milyon dolar yardım toplamışlar. Bu güzel bir hareket, ama yetmez. Afrikalı çocuklara bir milyon bahşiş toplayarak açlık ve sefaletin önüne geçilemez. Yapılacak iş küresel çapta zenginden fakire servet aktarması yapmak ve fakirlikten kurtulmanın yollarını onlara öğretmektir. Yemek için yaşayanlar Moliere(Molyer) 1650'lerde "yemek için yaşamamalı, yaşamak için yemeli" diyordu. Şimdi, 21. asrın başında zengin ülkelerde bir milyar insan aşırı beslenme ve obezlikten yakınıyor. Altmış kadar ülkede ise bir milyar insan sefalet içinde kıvranıyor. Milyonlarcası açlıktan ölüyor. Davos toplantısına katılan İngiliz bakan Gordon Brown "hiçbir hükümet, hiçbir siyasetçi ve iş adamı dünyadaki bu yoksulluğu görmezden gelemez. Zengin ülkeler fakirlerin ıstırabına bigâne kalamaz" diyor. Yani aşırı kilolarımızdan yakınıyoruz mâdem, biraz da fakirlerin üzerimizde hakkı olduğunu düşünelim, demeye getiriyor. Bendeniz bir ansiklopediden insanların fazla kilolu ve obez olmalarıyla ilgili ölçüleri buldum: Kilonuzu, boyunuzun metre cinsinden karesine bölün diyor. Çıkan rakam 25'i geçiyorsa fazla kilolusunuz. Eğer bu rakam 30 ve yukarısında ise obez birisisiniz diyor. Şimdi hepimiz hesap makinelerimizi elimize alalım ve kaç kilo fakir hakkı kuşandığımızı bir hesaplayalım. Sonra da her fakir gördüğümüzde, kendimize şöyle bir bakalım, diyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.