Önemli işlere öncelik

A -
A +

Pazartesi yazımda anlattığım Zaman kütüğü şeklimizin değil, ama eylemlerimizin aynasıdır. Eylemlerimiz karakterimizi yansıttığına göre, zaman kütüğünü karakter aynamız olarak düşünebiliriz. Bu sebeple bu iş çetin, sarsıcı demiştim ilk yazımda. Hiç birimiz kişiliğimize toz kondurmayız. Ama öz karakter aynamıza bakmaktan kaçınırız. Dengeli yaşamak ve mutlu olmak için bu yüzleşmeyi yapmaktan başka çare de yok. Varsa, bendeniz bilmiyorum. Gelelim zaman kütüğüne. Yapacağımız şey; bu uzun listeye yazdıklarımızı gruplandırmak, üretken olmayan, maddî / manevî fayda sağlamayan eylemleri elemek. Bunun için size çok basit bir yöntem söyleyeceğim. Buna alıştıktan sonra siz kendi analiz ve düzeltme yöntemlerinizi geliştirebilirsiniz. Dört tane marköre ihtiyacımız var: Kırmızı, sarı, mavi, yeşil. * Kırmızı ile ıvır-zıvır niteliğindeki eylemlerinizi işaretleyin. Bunlar yapınca hiçbir katkı sağlamayan, yapmayınca hiçbir kayba yol açmayan eylemlerdir. Vakit öldürmek diye nitelediğiniz fiillerdir. Zapping yaparak geçen vaktinizi, çoğu yazışmaları, telefonlaşmaları, kıraathane muhabbetini, bilgisayarlı veya yüz yüze dedikoduları, sızlanmaları bu gruba alabilirsiniz. * Sarı renkle gaflet halinde yaptıklarınızı işaretleyin: Amacı iyi düşünülmemiş telefon görüşmeleri, emrivaki ziyâretler, nezaket gereği katıldığınız toplantılar, törenler, popüler olmak uğruna katlandığınız etkinlikler, gözünüze ilişiveren sonra da ayrılamadığınız TV şovları gibi, kendinizi kaptırdığınız amaçsız eylemler. * Mavi ile kriz niteliğindeki eylemlerinizi işaretleyin. Bunlar hemen yapmak zorunda olduğunuz, ihmal edemeyeceğiniz, sonraya da bırakamayacağınız âcil işlerdir. Sağlık ve güvenlikle ilgili meslekler tabiatı gereği hep âcildir. Onu demiyorum. Basit ve kolay olduğu halde sonra yaparım diyerek kronikleştirdiğiniz işleri kastediyorum. Yumurta kapıya gelince koşturulan şeyleri... Faturaları son güne bırakmak gibi, sınava iki gün kala çalışmaya başlamak gibi. Bir olumsuzluk görünce işi gücü bırakıp, personeline fırça atmaya gitmek gibi. Cep telefonuna yapışık yaşayan müdürler bunları iyi bilirler... * Yeşil kalemle "hayattan beklediğim işte bu" dediğiniz, önem verdiğiniz, çoğalmasını istediğiniz eylemlerinizi işaretleyin. İşinizle ilgili projeler, öğrenmeye, düşünmeye, kişisel gelişmeye, eşinize, çocuklarınıza, ebeveynlerinize ayırdığınız vakitler. Sivil topluma katkılarınız. Düzenli uyku, spor, hobi olarak yaptıklarınız. Sağlıklı insan, iyi bir eş, olgun bir baba, sorumlu vatandaş, faziletli bir lider, üretken insan olmaya yarayan her eylem bu gruptadır. Bunları tamamladıktan sonra bir hesap makinesi alın; kırmızıların, sarıların, mavilerin ve yeşillerin toplam süreniz içindeki paylarını hesaplayın. Kızardığınızı ve sarardığınızı kendinizden saklamayın. Vaktinizi ne kadar ıvır-zıvırla ve gafletle doldurduğunuzu anlayın... Sarı ve kırmızıları hayatımızdan atmalıyız. Bari en aza indirmeliyiz. Bir de mavileri yaşantımızda azaltmalıyız. Unutmayalım, yaptığımız âcil şeylerin pek azı önemlidir. Hayatımızı anlamlı kılan, bizi mutlu eden, pişmanlık duymadığımız önemli işlerin ise pek azı âcildir. Kırmızı ve sarıları azaltarak kazanacağınız vakti, isteyip de yapamadığınız yeşil eylemleri çoğaltmak için kullanmalısınız. Şimdilik bu kadar, değerli okuyucularım. Hepinize dengeli ve başarılı bir hayat dilerim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.