Yerel basın, Cemiyet, Konsey

A -
A +

Gazeteciliğin ne kadar önemli ve ayrıcalıklı bir meslek olduğuna dair konuşmaya başladığımız zaman, biz gazeteciler mangalda kül bırakmayız... Özel bir iştir... Herkes yapamaz... Hatta bir rivayete göre, sonradan olunmaz; ancak öylece doğulur... İyi, güzel... Çünkü mensuplarının, mesleklerine aşkla sahip çıkması, neticede takdir edilecek bir şeydir... Ama... Kafama takılan, canımı sıkan birkaç konuyu da tartışmaya açmadan yapamayacağım... ..... Geçenlerde mesleğin en büyük ve en önemli kurumlarından biri olan "Gazeteciler Cemiyeti"nin seçimleri vardı. Gittik, oy kullandık... Ama sonra birden farkına vardım ki, ben oraya ancak seçimden seçime gidiyorum. (Arkadaşlar teselli ettiler. Seçime bile gelmeyenler, yıllardır uğramayanlar da varmış...) Bu duruma üzüldüm... O koca bina ve cemiyetin misyonu, benim için neden oy kullanmaktan daha fazla bir şey ifade etmiyor, edemiyor diye... Tamam; öncelikli kabahat benim. Ben sadece hani "Hırsızın hiç mi suçu yok!" kabilinden soruyorum. Bunu tartışsak, mesleğe zarar mı veririz? ..... Ve daha önemlisi... Hani yıllardır "yerel basın" diye üzerine titrer dururuz... Zorluklarına ağıtlar yakıp, paneller düzenleriz... Dikkatle ve merakla takip ediyorum; seçim dönemlerinde bu yerel basın dediğimiz gazetelerin sayısının neredeyse on misli artmasına kimse ses çıkarmıyor... Avuç içi kadar beldelerde sekiz-on gazetenin çıkması, Türk milletinin gazeteye ve okumaya olan aşkından mıdır? Yoksa gazeteciliğe aşkından mı? Bırakalım numara yapmayı; birtakım uyanıklar çamur gibi baskı, bomboş içerik ve ama ilan almaya müsait bu sözde gazeteleri niye çıkarıyor? Parti parti, aday aday dolaşıp haber satmak için... Ahlâki midir? Sevgili "Cemiyet", Sayın "Konsey" ahlâki midir? Bu ticaret internet medyasına da sıçramıştır... Ve sabahtan akşama haber pazarlıkları yapılmakta, bütçe koparılmış aday veya partiler parlatılmaktadır... O gazetelerin onbinlerce basılıp dağıtıldığı iddiası da komediden ibarettir. Ve gerçek yerel basın, bu sahtelerinin arasında boğulma tehlikesi ile karşı karşıyadır... Halbuki yerel basın gerçekten gelişmek ve kimi zaman ulusal basının da önüne geçmek zorundadır ve bu olacaktır... Ama işi ucuzlatmak, nihayetinde yerele de ulusala da zarar veriyor... Kuruyemişçilerin yılbaşını beklediği gibi, gazeteci(!)lerin seçimleri beklemesi... Hayır... Hayır... Bu noktaya gelinmemeli... Her kâğıt parçası, gazete muamelesi görmemeli...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.