103 milyar dolar

Türkiye'de bulunan yabancı portföy yatırımlarının net tutarı... Kabaca sıcak para tabir edilen, daha kısa vadeli hedeflerle yatırım yapmayı hedefleyen fonlar da diyebiliriz buna. Hazine bonosu/tahvil/hisse senedi/mevduat gibi enstrümanlarda park etmiş 103 milyar dolar var Türkiye'de. 2001 krizinden önceki seviyenin üç katı. İyi mi, kötü mü? Nereden bakıldığına bağlı. Türkiye'nin büyüme performansı ve ekonomik görünümü güzel ve umut verici olduğu için bu yatırım geliyorsa, iyi demektir. Sadece yüksek reel faiz-düşük döviz kuru denkleminin cazibesine kapılıp geliyorlarsa, dolayısıyla spekülatif kazancın peşindelerse, o kadar da iyi değil demektir. Sıcak parayı bir felaket, bir öcü olarak gören kötümser esnafının arkaik düşünce yapısına göre, portföy yatırımının iyi tarafı yoktur. Zira hepsi vur-kaç peşinde olan, bugün gelip yarın giden maceraperest fonlardır. 103 milyarın içinde hedge fonlar tabii ki olacaktır. Bunların bir kısmı da ufak bir krizde ülkeden hemen kaçabilirler. Şans=Başarı Bu miktarda yabancı yatırım girişini global konjonktüre, dolayısıyla şansa bağlayanlar da var. Lakin, biraz itidal ile resme bakalım. Türkiye tarihinin en yüksek portföy yatırımı miktarına ulaştı. Bunların hepsi de yüksek faize gelmedi ya. Üç sene önce reel faiz bugünkünün iki katı idi ama yatırım miktarı bugünün yarısı bile değildi. O halde, ülkenin ekonomik gelişimi, büyümesi, mali sağlamlığı, derinliği de bu fonların gelmesini sağlıyor. 103 milyarın tamamı konar göçer para değil. Bilhassa hisse senedine giren yatırım bir şirkete, o şirketin geleceğine, dolayısıyla Türkiye ekonomisinin büyüme potansiyeline yapılmıştır. Bu paranın önemli bir kısmı, muhtemel bir finansal dalgalanmada ülkeden çıkabilir. Ama hiç de azımsanmayacak bir kısmı ise, hiç kuşkunuz olmasın ülkede kalacaktır. 103 milyarın tamamına sıcak para diyenler ve sanki ülke bir bombanın üzerine oturuyormuş gibi tasvir edenler, Türkiye'nin yeni dönemdeki yatırımcı profilini hâlâ anlamamış durumdalar.