Karadelik'leri duymuşsunuzdur. Uzayda ısı, ışık ve cisim dahil her şeyi yutan dev kütlelere verilen isim. Türkiye ekonomisinin en büyük karadeliği nedir? Her yıl yuttuğu ve uzun yıllar daha yutacağı kaynaklara bakarak, "sosyal güvenlik açıkları" dersek abartmış olmayız. Bütçenin toplam açığından fazla bir rakam, her yıl buhar oluyor. Sosyal Güvenlik Reformu sistemin deliklerini onararak buharlaşmayı azaltmayı amaçlıyor. Böylelikle sistem sürdürülebilir hale gelecek. Reform behemahal gerekliydi; hakkını teslim edelim, AK Parti iktidarı da bu iradeyi başlattı. Lakin, geçen hükümet döneminden beri, reformun içeriği ve yürürlük tarihi ile ilgili ne sağlıklı bir tartışma ortamı ne de bilgi akışı sağlanabildi. Oysa bu reform, sadece bütçeyi veya çalışanları değil, tüm şirketleri etkileyecek. SGK primleri, işveren payları, çalışan emekliler için ödenen katkı payları, sağlık sigortası gibi bir çok konu yeni reformla şekillenecek. Lakin sağlıklı bilgi akışı yok; bölük pörçük tartışmaların dışında piyasaya pek bir şey yansımıyor. Yürümeyen yürürlük Reform'un esas müellifi ve muhatabı Çalışma Bakanlığı ve Bakan Çelik yürürlük tarihini Haziran 2008 olarak açıklıyor. "Uygulama tarihi belli oldu" derken, ekonomiden sorumlu bakanlardan Mehmet Şimşek tarihin 15 Ocak olacağını söylüyor. Sosyal Güvenlik primlerinde yapılacağı vaadedilen 5 puanlık indirim, Sanayi Bakanı Çağlayan'a göre 2008'de, Maliye Bakanı Unakıtan'a ve bakan Şimşek'e göre 2009'da yapılacak. Sağlık sigortasında ise özel hastanelerin fiyat karmaşası devam ediyor. Hasılı kelam, Sosyal Güvenlik Reformu ile ilgili piyasanın, şirketlerin, hepimizin kafası giderek karışıyor. Ve maalesef zaman geçiyor, geçen her gün ekonominin sırtındaki sosyal güvenlik kamburunu biraz daha büyütüyor. Şu kakofonik bilgi kirliliği bitmeden kafalardaki karışıklık da bitmeyecek.